Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

Göktürk İmparatorluğu 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : Göktürk İmparatorluğu 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

Göktürk İmparatorluğu Empty Göktürk İmparatorluğu

Cuma Şub. 27, 2009 3:55 am
Göktürk İmparatorluğu

Türk Tarihîndeki Önemi: Türk sözünü ilk defa resmî devlet adı
olarak kabul edenler Göktürklerdir. Böylece devleti ifade etmesi
bakımından siyasî bir anlamı olan Türk kelimesi bu sayede bütün bir
milletin adı olmuştur.


Birinci Göktürk Kağanlığı

Göktürklerin tarih sahnesine çıktıkları sıralarda Orta Asya
Juan-Juanların hâkimiyetinde idi. Göktürkler de Altay dağları
civarında, önemli bir siyasî güç hâlinde onlara bağlı olarak
yaşıyorlardı. Bu esnada geleneksel sanatları demircilikle uğraşan
Göktürkler, Juan Juanların silâhlarını imal etmekteydiler.

Göktürkler, daha 534 yıllarında Çin ile diplomatik ilişkiler
kuracak güce erişmişlerdi. Bu sıralarda başlarında Bumin bulunuyordu.
Bumin, bir Türk boyu olan Töleslerin isyanını bastırması karşılığında
Juan Juan Kağan'ının kızı ile evlenmek istedi. Ancak bu isteğinin
kabaca geri çevrilmesi üzerine Bumin, üst üste vurduğu darbelerle
onların bütün topraklarını ele geçirmiş ve kağanlarını da öldürmüştür.
552 yılında meydana gelen bu olayla Göktürk devleti de kurulmuş
oluyordu. İl-Kağan ûnvanını alan Bumin, devletinin merkezî olarak da,
Büyük Hun devletinin merkezinin bulunduğu Ötügen'i (Orhun ırmağının
hemen batısı) seçti.

Türk devlet geleneğine göre devlet doğu ve batı olmak üzere iki
kanat hâlinde teşkilâtlanmaktaydı. Devletin batı kanadı doğunun yüksek
hâkimiyetini tanımak durumundaydı.

Bumin doğuda kağan olduğu zaman, küçük kardeşi İstemi de Yabgu
unvanıyla devletin batı kanadının başına geçti. (552-576). Bumin
Kağan'ın devleti kurduğu yıl içerisinde ölmesi üzerine yerine oğlu
Ko-lo (Kara) kağan olmuştur. Ancak O'nun da erken ölümü ile kısa süren
kağanlığının ardından, Bumin' in diğer oğlu Mukan Kağan'ı (553-572),
devletin doğu kanadının başında görüyoruz. Onun zamanında İstemi Yabgu
batı kanadını yönetmeye devam etmiştir. Mukan Kağan, devleti daha da
güçlendirerek, hâkimiyetini genişletmiş ve Çin üzerinde baskı kurmuştur.

Devletin batı kanadını idare eden İstemi Yabgu, kısa zamanda,
Altayların batısını Isık göl ve Tanrı dağlarına kadar hâkimiyeti altına
aldı. batıdaki faaliyetleri sonucunda, Orta Çağ'ın en büyük iki devleti
Sasani ve Bizans imparatorlukları ile ilişkiler kuruldu. İpek Yolu'nu
ellerinde tutan Akhun (Aftalit) devleti, Sasanilerle iş birliği
yapılarak ortadan kaldırıldı . Toprakları Ceyhun nehri (Amuderya) sınır
olmak üzere iki devlet arasında paylaşıldı (557). Böylece Göktürkler
egemenliklerini Kuzey Hindistan'daki Keşmir bölgesine kadar
uzatacaklardır.

Göktürkler'le Sasaniler'in arası İpek Yolu meselesinden dolayı
bozuldu. Sasanilere karşı Bizans ile iş birliğine yönelen İstemi,
İstanbul'a bir elçilik heyeti gönderdi.

İmparator II. Justinos tarafından kabul edilen bu heyet, aynı
zamanda Orta Asya'dan Doğu Roma'ya giden ilk resmî heyetti (568).
Bizans da ipek ticaretinde Sasaniler'in aracılığından memnun değildi.
Bu sebeple Göktürklere karşı bir elçilik heyeti göndererek iki devlet
arasında ittifak yapıldı (571). Bu ittifak neticesinde 571 yılında 19
yıl sürecek olan Sasani-Bizans savaşları başlamıştır. Bu savaşlar her
iki devleti de sarsmış ve İslâmiyet'in İran'da yayılıp yerleşmesinde
büyük rol oynamıştır. Dünya tarihinde çok önemli gelişmelere yol açan
bu duruma, İstemi'nin batı siyasetinin katkısı büyüktür.

Mukan Kağan'ın 572 yılında ölmesi üzerine Göktürk tahtına kardeşi
Ta-po geçti. Ağabeyinden sağlam bir devlet düzeni devralan Ta-po, daha
çok kültür meseleleri ile uğraşmıştır. O'nun zamanında, Çin edebiyat ve
fikir eserleri Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Ta-po devri Göktürk
kağanlığının en parlak devri olmakla birlikte çöküşün de başladığı
devirdir. O kağanlığın kendi idaresinde bulunan doğu kanadını ikiye
ayırarak doğu tarafındaki kısma kardeşi Ko-lo'nun oğlu İşbara'yı,
batıdaki kısma küçük kardeşi Jo-tan'ı tayin etti. Ayrıca Türk töresi
ile çelişen Budizm'i benimsemiş olması hata olarak kabul edilmektedir.
Çünkü büyük sürülere sahip olan atlı ve savaşçı Türklerle, et yemeyen,
hayvanları bile öldürmeyen Budistlerin temel inançlarının uyuşmasının
hiç imkânı yoktu.

Göktürk Kağanlığının doğu kanadında bu zayıflama belirtilerinin
görüldüğü bir sırada batı kanadının başında bulunan İstemi Yabgu öldü
(576).

İstemi'nin yerine kağanlığın batı kanadının başına oğlu Tardu
geçti (576- 603). Kağanlığın doğu kanadında ise Tapo Kağan'ın 581
yılında ölmesi üzerine yerine kardeşinin oğlu İşbara kağan oldu.

İşbara'nın kağanlığı devrinde, batı kanadında görev yapan Tardu,
ihtirası yüzünden doğunun üstünlüğünü tanımaması üzerine devlet 582
yılında resmen ikiye ayrılmış oldu.


Doğu Göktürk Kağanlığı

İşbara'nın kağanlığı zamanında Çin'in Doğu Göktürk Devleti
üzerinde baskısını artırdığını görüyoruz. Onun 587 yılında ölümünden
sonra, başa geçen kağanlar zamanında bu baskı ve Çin'e has entrikalar
artarak devam etmiştir. Devlet Şi-pi Kağan devrinde (609-619)
toparlanır gibi olmuş ise de, onun ölümü ile Çin tehdidi kendini tekrar
göstermiştir. Nihayet Kie-li, kağanlığı zamanında, 630 yılında yapılan
bir savaşta yenildi ve yakalanarak Çin'e gönderildi . Bu tarih, Doğu
Göktürklerinin istiklalinin de sonu kabul edilir.

630 yılında başlayan Çin hâkimiyeti yarım yüzyıl sürdü. Bu süre
içerisinde Çin'e karşı birçok ayaklanma gerçekleşmesine rağmen,
bunların hepsi Çinliler tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
Bunlar içerisinde en dikkat çekeni, Kürşad isimli bir Türk prensinin 39
arkadaşı ile kalkıştığı ayaklanmadır. Bu ayaklanma hepsinin kahramanca
ölümü ile sonuçlanmıştır. Ancak bu tür hareketler, Türklerin hürriyet
ve istiklâl arzularını sürekli canlı tutmuştur.


Batı Göktürk Kağanlığı

582 yılında ikiye ayrılan bu iki Göktürk kanadı, hâkimiyet
mücadelesi yüzünden birbirlerinin düşmanı hâline gelmişlerdi. Batı
Göktürklerinin başında bulunan İstemi Yabgu'nun oğlu Tardu, bir yandan
doğuya üstünlüğünü kabul ettirmek için uğraşırken, bir yandan da batıda
yeni fetihlere girişmişti. Bu faaliyetleri neticesinde Maverâünnehir ve
Harezm bölgesi yanında Ötügen, Kuzeybatı Moğolistan ve Kaşgar'a kadar
hâkimiyetini genişletti. Ancak Tardu, Göktürk birliğini sağlamak için
çok şiddetli davranıyordu. 601 yılında Çin başkenti yakınlarında
yapılan savaştan sonuç alınamaması pek çok Türk ve yabancı kavimlerin
isyanına sebep oldu. Tardu, bu isyancılar ile baş edemeyerek 603
yılında tarih sahnesinden çekildi. Tardu'dan sonra Batı Göktürklerinde
iç karışıklıklar uzun yıllar devam etti. Bir ara Tardu'nun torunu olan
Tong-Yabgu zamanında (619 -630) devlet nizamı sağlanmış ise de 630
yılında bir mücadelede ölmesi, Batı Göktürklerinin sonunu
hazırlamıştır. 630 yılı Göktürk tarihî için kara bir yıl olmuş, her iki
Göktürk devleti de aynı yıl içerisinde Çin'e bağlanmıştır.


İkinci Göktürk Kağanlığı

630 yılında başlayan 50 yıllık esaret döneminde Çin, Türk
kavimlerini durmadan yerinden oynatır, parçalar ve böler. Yapılan
ayaklanmalar da çok kanlı bir şekilde bastırılır. Ancak bu baskı ve
şiddet dönemi Türklerin millî benliklerini yok edemez. Aksine
Türklerdeki millî şuuru daha da perçinler. Türklerin bu devirde içine
düştükleri hüzün ve kederin, acıklı ve ibret dolu ifadelerini Orhun
Kitabeleri'nde görmek mümkündür.

II. Göktürk Kağanlığı, baskı ve zulüm devirleri ardından 681
yılında Göktürk hanedan soyu Aşına'dan gelen Kutlug tarafından kuruldu.
Kutlug, az zamanda akıl hocası Tonyukuk ile kağanlığı, Ötügen başkent
olmak üzere yeniden teşkilâtlandırmıştır. Bu sebeple Kutlug Kağan'a
İl'i=devleti derleyip toplayan manasına İlteriş ûnvanı verildi. Ordu ve
diplomasi işlerini Bilge Tonyukuk'a bırakan İlteriş Kağan, kardeşi
Kapagan'ı da şat tayin etti. Devlet kurulduktan sonra, elli yıllık
esaret hayatının acısını çıkarmak ve Türklerin kırılan gururlarını
tamir etmek için Çin'e karşı sayısız akınlar yapıldı. Hatta bu
akınların birinde 23 Çin şehrinin tahrip edildiği ve Okyanus'a kadar
ulaşıldığından bahsedilmektedir. Orhun Kitabeleri'nde İlteriş Kağan'ın
en büyük destek ve yardımcılarından birinin eşi İlbilge Hatun olduğu
belirtilmektedir.

İlteriş Kağan 692 yılında öldüğü zaman Göktürk Devleti eski haşmet
ve gücüne erişmiş bulunuyordu. Yerine biri 8 yaşında Bilge, diğeri 7
yaşında olan Kül Tigin adlı oğullarının yaşlarının küçüklüğü sebebiyle,
kardeşi Kapagan, kağan oldu (692-716).

Kapagan Kağan devri, fetihlerin devam ettiği ve Türk birliğinin
kurulduğu bir devir olmuştur. Kapagan, bu birliği gerçekleştirmek için
gerektiğinde çok şiddetli davranmıştır. Bu sebeple Kırgızlar, Türgişler
ve Basmıllar itaat altına alınmış, Karluklar ve Oğuzlar
cezalandırılmıştı. Ayrıca onun zamanında tarım reformu ve tohum ıslahı
gibi hareketlere de girişilmişti. Bu amaçla gelişmiş Çin tarımının
tekniklerinin uygulanması için Çin ile savaşılmıştır.

Kapağan Kağan 716 yılında öldüğü zaman şiddet politikasının bir
neticesi olarak devlet içerisinde büyük karışıklıklar baş gösterdi.
Yerine geçen oğlu İnal bu meselelerle baş edecek kabiliyette olmadığı
için idareyi İlteriş'in oğulları Bilge ve Kül Tigin almak zorunda
kaldılar.

Her ikisi de amcaları Kapagan'ın kağanlığı zamanında önemli devlet
görevlerinde bulunmuşlar ve başarı göstermişlerdi. Bilge, şat ûnvanı
ile devletin Batı ( Sol) kanadının başında bulunmuştu. 716 yılında
Bilge, Kağan olunca küçük kardeşi Kül Tigin, ağabeyinin yerine devletin
batı kanadının başına geçti. Kül Tigin aynı zamanda ordunun
düzenlenmesi işini de üzerine almıştı. Babalarının baş veziri olan
Bilge Tonyukuk tecrübeli bir devlet adamı kimliği ile aynı görevine
devam etti.

Eski Türk devlet anlayışına göre iyi bir kağanın başlıca iki
özelliği olmalıydı: Bilgelik ve Alplik. Bu iki kardeşten Bilge Kağan,
bilgelikle; Kül Tigin ise Alpliği, cesareti ile şöhret kazanmıştır.

Bilge Kağan zamanında devlet, eski güç ve itibarına kavuştu. Çin
ile ittifak hâlinde olan güçlü Moğol kabileleri ve Basmılların
oluşturduğu tehdit ortadan kaldırıldı . Böylece doğuda ve batıda
kağanlık sınırları doğal sınırlarına kavuşmuş oldu. Bilge Kağan devri
(716-734), İkinci Göktürk Devleti'nin en parlak devri olmuştur. Bu
başarılar, üç Göktürk büyüğünün; Tonyukuk, Bilge ve Kül Tigin'in azim,
gayreti ve hepsinden önemlisi uyumlu çalışmaları ile elde edilmişti .

Önce Tonyukuk'un 725, sonra Kül Tigin'in 731 yılında ölümü
üzerine, iki büyük yardımcısını kaybeden Bilge Kağan da 734 yılında
öldü. Bu üç Türk büyüğü adına ayrı ayrı dikilen kitabeler, bu çağın
ölmez hatıralarıdır.

Göktürk Kitabeleri'nde de söylendiği gibi, küçükler, büyükler gibi
yaratılmadığı için, Bilge Kağan'dan sonra gelen Türk devlet adamları da
bilgisiz ve kötü olmuşlardı. Ayrıca Dokuz Oğuzlar yani Uygurlar,
Karluklar ve Basmıllar gibi Türk kavimleri de güçlenmişlerdi. İşte 743
yılında bu üç Türk kavminin, Basmıl Türklerinin başkanlığında toplanıp,
Göktürk Devleti'ni yıkmalarıyla Göktürk devri de sona ermiştir.

Başlangıçta yalnızca akın ve savaşlar için kurulmuş gibi görünen
Göktürk Kağanlığı, artık VIII. yüzyılda, bir kültür devleti olma yoluna
girmişti. Ayrıca Türkçe konuşan ve kendilerini birbirine yakın hisseden
bütün Orta Asya halklarını bir araya getirmişti .

Göktürklerin kurup geliştirdiği yüksek devlet anlayışı Orta Asya
Türk boylarının kolay kolay hafızalarından çıkmamıştır. İşte bu açıdan
744'te kurulan Uygur devleti Göktürklerin bir devamı gibidir.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz