Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

AIDS'de Görülen Deri Bulguları 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : AIDS'de Görülen Deri Bulguları 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

AIDS'de Görülen Deri Bulguları Empty AIDS'de Görülen Deri Bulguları

Ptsi Ara. 29, 2008 4:58 am
Edinsel bağışıklık yetmezliği sendromu (AIDS) vücudun
enfeksiyonlarla savaşma yeteneğini azaltan HIV (Human Immunodeficiency
Virus=İnsan bağışlık sitemini güçsüzleştiren virüs) adıyla bilinen
virüsünün yaptığı bir hastalıktır. AIDS virüsüne yakalanan kişilerin
derilerinde bakteri, mantar ve virüs enfeksiyonu ve cilt kanseri daha
sık görülür.
AIDS 1981 yılında tanımlandıktan sonra tüm
dünyada en önemli sağlık problemi halini almıştır. Kİşi HIV
enfeksiyonun yakalandıktan yıllar sonra, hastalık problem yaratmaya
başlar. AIDS'in yaşamı tehdit eden bulguları, virüsün kandaki beyaz
hücreleri harap etmesi nedeni ile olur. Bu hücreler insanın doğal
bağışıklığını sağlar.
En yaygın görülen yaşamı tehdit
eden enfeksiyon pneumocystis carini tarafından oluşturulan şiddetli
akciğer enfeksiyonudur. Bu parazit sağlıklı insanlarda enfeksiyona
neden olmaz. AIDS ile birlikte normalde nadir rastlanan bir kanser türü
olan Kaposi Sarkomu sık görülür. Bu kanser bir veya çok sayıda, ağrısız
düz veya deriden kabarık pembeden mora kadar değişebilen renkte, deri
veya ağız içi döküntüsü şeklinde görülür.
Kimler risk altındadır?
HIV
cinsel temasla veya kan yolu ile bulaşır. AIDS ilk olarak Amerika da
tanımlandığında hastaların çoğu genç homoseksüel erkeklerdi. Kısa süre
sonra hastalığın heteroseksüel erkek ve bayanlarda, uyuşturucu
kullananlarda, kan nakli yapılanlarda da görülebileceği anlaşıldı. AIDS
olan kadınlardan doğan çocuklara da enfeksiyon bulaşıp, daha sonra
enfeksiyon gelişebilir. Enfeksiyon yakın kontakla, aynı yatakta
yatmakla, ortak banyo ve tuvalet kullanımı ile bulaşmaz. Hastalık ortak
bardak, tabak, çatal kullanımı ile de yayılmaz. Hastalığın el sıkışma
gibi kişisel temasla bulaştığı saptanmamıştır.
HIV Testi
HIV testi kanda HIV virüsüne karşı antikor saptanarak yapılır. Kan
bankalarında kan nakli ile virüsün bulaşmasını engellemek için bu
tarama testlerini kullanmaktadır. Bu testler HIV e maruz kaldığı
düşünülen kimselere sağlık kurumlarında yapılabilir. Bu test yüksek
güvenirliliğe sahiptir ve bu kişinin daha önceden HIV virüsüne maruz
kalıp kalmadığını gösterir. Bununla beraber kişi HIV virüsüne maruz
kaldıktan sonra bu testlerin pozitifleşmesi 3 ayı alabilir. Doktorunuz
bu test sonuçlarının anlamını her hastasına anlatacaktır.
Bu
yazının amacı AIDS' de sık görülen deri bulgularına dikkat çekmek için
hazırlanmıştır. Bu deri problemlerinin doğru tanısı uygun tedavilerin
seçilmesini sağlayacaktır. Ayrıca bu deri hastalıklarının tanınması
erken devrede AIDS'in tanınmasına neden olur.
Kaposi Sarkomu
AIDS'deki
yaygın deri problemlerinden biri Kaposi Sarkomudur. AIDS tedavisinde
yeni tedavi kombinasyonlarının bulunması, eskiye oranla Kaposi
Sarkomunun daha az görülmesine neden olmuştur. Dermatoloji Uzmanları
Kaposi Sarkomu tanısını, ciltteki bulgulardan biyopsi alarak koyar.
Kaposi Sarkomunda ağrı ve kaşıntı yoktur. Hastalık derinin herhangi bir
yerinde veya ağız içinde (özellikle üst damakta ve dilde) görülebilir.
Hastalık bulguları pembe, koyu kırmızı, mor ve kahverengi olabilir.
Sıklıkla sinek ısırığı, doğum lekeleri ve morarma ile karıştırılırlar.
Büyüklükleri toplu iğne başından bozuk para büyüklüğüne kadar
değişebilir. Hastalığın bulguları deriden kabarıktır ve hatta büyük
boyutlu tümörler şeklinde görülebilir. Hastalığın seyri esnasında bir
yada bir çok yeni kabarıklık gelişebilir. Ara sıra Kaposi Sarkomu lenf
düğümleri, dalak, karaciğer, bağırsak ve akciğer gibi iç organları
tutar.

Yüzdeki ve diğer alanlardaki büyük tümörler kolayca tanınır ve hastayı
rahatsız eder. Bu tümörler radyoterapi, dondurma tedavileri, cerrahi ve
çeşitli ilaçların enjeksiyonu ile tedavi edilebilir. Yaygın dağılımı
olan hastalar kemoterapi ile tedavi edilmelidir.
AIDS ile ilişkili diğer deri hastalıkları
Sağlıklı
insanlarda görülen bir çok deri problemi HIV enfeksiyonu olan
hastalarda görülebilir. HIV enfeksiyonlu hastalarda bu hastalıklar daha
şiddetlidir ve tedavisi daha zordur. Bundan dolayı Dermatoloji
uzmanının tanı koyması ve tedaviyi düzenlemesi daha doğrudur.

Viral Enfeksiyonlar
Viral
enfeksiyonlar AIDS' li ve HIV enfeksiyonu taşıyan kişilerde yaygın
görülür. Bu enfeksiyonlar derinin herhangi bir yerinde veya mukozalarda
görülür. AİDS'li hastalardaki viral hastalıklar normal kişilere göre
daha şiddetli seyreder.

Herpes Simpleks insanlarda
aralıklı enfeksiyon yapan bir virüstür. Herpes Simpleks tip 1 burun ve
ağız etrafında uçuğa yol açar. Herpes simpleks tip 2 cinsel bölgede
enfeksiyona neden olan bir virüstür. Ara sıra bu enfeksiyonlar gözde ve
diğer deri alanlarında görülebilir. Tutulan alanda ilk olarak
kızarıklık gelişir. Bu sırada yanma, kaşıntı veya ağrı vardır. Daha
sonra grup halinde küçük su kabarcıkları oluşur ve bunlar patlayarak
küçük ülserlere dönüşür ve daha sonra kabuklanır. Herpes bulguları 5-10
gün içinde iyileşir. HIV enfeksiyonlu hastalarda daha şiddetli, daha
geniş alana yayılan, ağrılı ülserler, daha çok sayıda bulgu ve daha geç
iyileşme görülür.
Dermatoloji uzmanları herpes
simpleksin şiddetli ataklarında ağızdan antiviral ilaçları kullanırlar.
Lokal uygulanan ilaçlar su kabarcıklarını geriletir ve rahatsızlığı
azaltır. İkincil olarak bakteri enfeksiyonları gelişmişse
antibiyotikler faydalı olur. AIDS de herpes enfeksiyonları vücuda
yayılarak ateş, şuur bulanıklığı, baş ağrısı ve halsizlik yapar. Bu
durumdaki hastalara hastanede damar yolu ile ilaç verilir.

Zona olarak bilinen Herpes Zoster
çocuklukta geçirilen su çiçeğinin yeniden aktive olması ile gelişen bir
enfeksiyondur. Döküntü vücudun tek tarafında bant tarzında görülür.
Tutulan bölgede önce hassasiyet ve kızarıklık , hatta derin bir ağrı
bulunur. Daha sonra bu bölgede grup halinde su kabarcıkları görülür, bu
kabarcıklar açılarak ülser halini alır ve sonrada kabuklanır. Bu
bölgedeki sinirin iltihaplanması nedeni ile şiddetli ağrı mevcuttur.
Zona AIDS'in veya bozulmuş bağışıklık sisteminin ilk belirtisi
olabilir. Bu durumda hastalık haftalarca sürerek, vücudun diğer
bölgelerine yayılarak suçiçeği benzeri döküntü oluşturabilir. Lokal
olarak uygulanan losyon ve ağızdan alınan antiviral tedavi döküntüde
kurumaya yol açar. Ağrı kesiciler ağrıyı azaltmak için kullanılır.
Döküntü gerilemesine rağmen ağrı devam edebilir. Yaygın dağılımı olan
hastalar hastane ortamında damar yolundan kullanılacak ilaçlar ile
tedavi edilmelidir.
Molluscum Kontagiosum ,
derinin yüzeysel bir virüs enfeksiyonudur. Sıklıkla çocuklarda , daha
az sıklıkla seksüel olarak aktif olan erişkinlerde görülür. Üzeri
pürüzsüz, incimsi veya mumumsu görünümde kabarcıklar şeklinde görülür.
Bu kabarcıkların boyutu toplu iğne başı büyüklüğünden bezelye
büyüklüğüne kadar değişir. Kabarcıkların merkezinde bir göbeklenme
vardır ve içi peynirimsi bir materyal ile doludur. Molluscum
Kontagiosum HIV enfeksiyonu bulunan insanlarda sık görülür. Molluscum
vücudun herhangi bir yerinde görülebilir. Dermatoloji uzmanları
molluscumları dondurarak veya içindeki peynirimsi materyali çıkararak
tedavi eder.
Siğil papilloma virüsün
oluşturduğu iyi huylu , ağrısız deri gelişimidir. Bunlar derinin
herhangi bir yerinde meydana gelebilir, özellikle de el, ayak, yüz,
cinsel bölge ve makat bölgesinde görülür. Siğil HIV enfeksiyonu olan
kişilerde görüldüğünde çok büyük ve rahatsız edici boyuta ulaşabilir.
HIV enfeksiyonlu kişilerde virüsler standart tedavilere dirençlidirler.
Tedaviden sonra tekrar etme oranı fazladır.
Ağızda kıllı lökoplaki
Ağızda kıllı lökoplaki sık rastlanmayan bir tablodur ve sıklıkla dilde
küçük beyaz tüylü oluşumlar şeklinde görülür. Ağızda kıllı lökoplakiye
herpes virüs ailesine bağlı bir virüs olan Epstein-Barr virüsün neden
olduğuna inanılmaktadır. Ağızdaki kıllı lökoplaki, bir mantar
enfeksiyonu olan pamukçuk ile karışır. Bu durum hastada herhangi bir
rahatsızlığa yol açmaz. Bir hastada kıllı lökoplakinin saptanması o
hastada HIV enfeksiyonu olduğunun önemli bir göstergesidir.
Mantar enfeksiyonları
Maya enfeksiyonları -
Ağız, vajina, koltuk altı kasık bölgesinde Candida albicans denen
mantarın yaptığı deri enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon HIV enfeksiyonlu
hastalarda sıkl görülür ve tekrar eder. Ağızdaki mantar enfeksiyonu
pamukçuk olarak bilinir. Dilde ve yanağın iç yüzeyinde kolaylıkla
kazınabilen beyaz süt kesiği şeklinde alanlar oluşur. Pamukçuk sıklıkla
kıllı lökoplaki ile karışır. Pamukçuk ağızda acı tad hissine neden
olabilir.
HIV taşıyıcısı ve AIDS olan çocuk ve
erişkinler sıklıkla kalça kıvrımında şiddetli kaşıntılı kırmızı bir
döküntü şeklinde mantar enfeksiyonu geçirir ve bu enfeksiyon daha sonra
cinsel bölgeye ve kalçalara yayılır. Bu enfeksiyonlar HIV enfeksiyonu
bulunan hastalarda tedaviye dirençlidir. Bu enfeksiyon hap ve kremlerle
tedavi edilir ve tedavi kesilince enfeksiyon yeniden görülür.
Bağışıklık sistemi güçsüzleşen bayan hastalarda şiddetli ve tedaviye
dirençli vajina enfeksiyonu gelişir. Bu enfeksiyonda süt kesiği
şeklinde vajina akıntısı ve bu bölgede nem artışı görülür. Mantar
enfeksiyonunu tedavi etmek için ağızdan tedavi gereklidir.
Diğer mantar enfeksiyonları -
HIV enfeksiyonu bulunduran kişilerde el ve ayak derisinde pullu ve
kaşıntılı mantar enfeksiyonu ve ayrıca tırnaklarda enfeksiyon
görülebilir. Bu mantar enfeksiyonları deride kalınlaşma yapan kronik
pullu bir döküntüye, el ve ayak tırnaklarında renk değişikliğine neden
olur. Derinin mantar enfeksiyonları mantar ilacı içeren kremlerle
kolaylıkla tedavi edilir. Bununla beraber tırnaktaki enfeksiyonlar
lokal tedaviye zor cevap verir ve aylarca tablet kullanılması gerekir.
Ne yazık ki bu enfeksiyonlar tedavi kesildikten sonra tekrar etme
özelliğindedir.
Kriptokokosis - İnsanlarda
nadiren enfeksiyona neden olan cryptococcus neoformans adlı mantarın
yaptığı mantar enfeksiyonudur. Kriptokokosis akciğer, beyin ve
omuriliği tutan öldürücü potansiyele sahip bir mantar enfeksiyonudur.
Hastalık deriyi nadiren tutabilir ve vücudun herhangi bir yerinde çok
sayıdasivilceye benzer kabarıklıklar ve küçük abseler yapar. Beyin ve
omuriliği tutan şiddetli olgularda hastanede yapılan agresif
tedaviler(damar yolundan ilaç verilmesi gibi) gereklidir
Bakteri enfeksiyonları
HIV
enfeksiyonlu hastalar sıklıkla derilerinde bakteri enfeksiyonu geçirir.
Damar yolu ile enjeksiyon yapılanlar iğne yerinde abse gelişebilir. Bu
bakteri enfeksiyonlarından biri impetigodur. İmpetigoda geniş, içinde
iltihap bulunan, kolaylıkla patlayan ve sarımsı bir sıvı sızan
kabarcıklar gelişir. Kabarcıklar patlayınca geniş ülserler gelişir ve
sarımsı kabuklarla kaplanır. Kabarcıklardan alınan sıvının kültüründe
hangi bakterinin ürediği saptanır ve de buna göre uygun antibiyotik
başlanır. Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar sıklıkla bakteri
enfeksiyonu geçirir ve bu enfeksiyonlar kana ve vücudun çeşitli
yerlerine dağılabilir. Bu hastalarda dikkatli bir gözlem ve damar yolu
ile antibiyotik kullanılması gereklidir.
Diğer deri hastalıkları
Seboreik dermatit
yüzde özellikle yanak, alın, kaş, burun ve kulak, saçlı deri, göğüs ve
kasıktagörülen kırmızı üzeri kepekli bir egzema türüdür. Tedavi
genellikle krem ve pomatlarla yapılır. HIV enfeksiyonu bulunan
hastalarda daha agresif tedavi yapmak gerekebilir.
Sedef -
Sedefi bulunan HIV' li kişilerin sedef bulgularıdaha şiddetlidir.
Sedefteki alevlenmede somon renginde üzeri pullu döküntülerin büyüklüğü
ve sayısı artar ve tüm deri özellikle saçlı deri, diz ve dirsekler bu
döküntü kaplanır. Bazı hastalarda el ve ayak tabanlarında kalın pullar
gelişir ve içi iltihaplı kabarcıklar oluşur, bu durum hasta açısından
çok rahatsız edici olabilir. Tüm vücut derisini kaplayan kaşıntılı,
kırmızı ve pullu sedef tablosu görülebilir. Bu hastalar hastaneye
yatırılıp, dermatoloji uzmanı gözetiminde agresif tedaviler uygulanır.
HIVli
hastalardaki sedef lokal olarak uygulanan kortizon ve katran
tedavilerine ve ışık tedavisine dirençlidir. Şiddetli sedef
hastalarında uygulanan metotreksat tedavisi HIV hastaları için
bağışıklık sistemini baskıladıkları için tehlikeli olabilir
Kurdeşen ve Kaşıntılı kırmızı kabarcıklı hastalık
- HIVli hastalarda sıklıkla bezelye büyüklüğünde, kırmızı ince
kabarcıklar yaygın olarak görülür. Ayrıca bazen geniş kurdeşen denen
döküntüler görülebilir. Tedaviye dirençli kaşıntı oldukça rahatsız
edicidir ve kontrol altına alınması zordur. Hastalık sıklıkla yüksek
doz ilaç alımı ile kontrol altına alınabilir.
Yüzde yağ atrofisi- Bu
durum HIV enfeksiyonuna bağlı olarak veya tedavide kullanılan ilaçlara
karşı gelişen bir durumdur. Bu tablo yüze yağ dokusu veya dolgu
maddelerinin enjeksiyonu ile tedavi edilebilir.
Kıl dibi iltihabı ve sivilce benzeri bulgular - HIV
enfeksiyonlu bir çok hastada göğüs, sırt, yüz, saçlı deri, bacak ve
kalçada kıl diplerine uyan alanda çok sayıda sivilce benzeri döküntü
görülebilir. Bu sivilce benzeri döküntü oldukça kaşıntılıdır ve hasta
bu döküntüyü kaşıyarak kanatır ve ikincil olarak bakteri enfeksiyonu
gelişir. Bu durum kıl dibi iltihabı olarak bilinir ve genellikle
antibiyotik, anti bakteriyel sabun ve sivilce tedavisinde kullanılan
lokal tedavilerin kombinasyonu ile tedavi edilir.
Yukarıda
bahsedilen hastalıkların bir çoğu HIV enfeksiyonunu taşımayan sağlıklı
hastalarda da yaygın olarak görülür. Bununla beraber bir kişi HIV
enfeksiyonu açısından yüksek risk taşıyorsa ve yukarıdaki tablolardan
biri mevcut ise, bu bulguların HIV enfeksiyonunun neden olduğu
bağışıklık yetmezliğinin bir belirtisi olabileceği göz önünde
bulundurmalıdır.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz