Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

Normal doğum 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : Normal doğum 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

Normal doğum Empty Normal doğum

Cuma Ocak 02, 2009 5:00 am
Normal doğum


Bir çocuk sahibi olmaya karar verildiği ilk
andan itibaren yaşanan heyecanlar doğum günü yaklaştıkça artmaya başlar
ve doğumun ilk işaretleri ile birlikte doruğa ulaşır.Her şey sona
erdikten sonra anne ve babanın dünyadaki en önemli eserleri olan bebek
kucağa alındığında ise yaşanan bütün sıkıntılar, çekilen bütün ağrılar
yerini tarifi imkansız bir huzur ve mutluluğa bırakır.

Doğum ya
da başka bir deyişle normal doğum 20. gebelik haftasını doldurmuş olan
bir fetusun rahim dışına zarlar ve plasentası ile birlikte atılmasını
ifade eder. İnsanda gebelik 280 gün sürmektedir ancak tüm gebeliklerin
sadece %5 kadarı beklenen günde sona erer. Gebe kadınların büyük bir
kısmı ise beklenen doğum tarihinden yaklaşık 1 hafta kadar önce doğum
eylemine (travay) girer. Düzenli rahim kasılmalarının ortaya çıkması
ile başlayan sürece (anne adayı bunları sancı olarak algılar) EYLEM ya
da TRAVAY adı verilir.

Bir gebeliğin normal yoldan
sonlanabilmesi 3 ana faktöre bağlıdır. Bunlar rahime bağlı, bebeğe
bağlı ve annenin kemik çatısına bağlı faktörler olarak
sınıflandırılabilir. Bir başka deyiş ise güçler (rahim kasılmaları),
yol (kemik yapı) ve yolcudur. (bebek). Doğumun olabilmesi için rahim
düzenli aralıklarla rahim ağzını açabilmek için kasılmalıdır. Bu
kasılmaların karşısında rahim ağzının açılmasına engel bir durum
olmamalıdır. Rahim açıldıktan sonra devam eden kasılmalar bebeği rahim
dışına itecektir. Bu itmenin sağlanması için bebek uygun pozisyonda
olmalı ve yine önünde bir engel bulunmamalıdır. Son olarak bebeğin
geçeceği yol ile bebek arasında bir uyumsuzluk söz konusu olmamalıdır.
Örneğin bebeğin yan ya da oblik durduğu durumlarda bu yoldan geçmesi
mümkün değildir. Böyle bir durum varlığında normal doğum
gerçekleşemeyecek, eğer zamanında fark edilip sezaryene karar verilmez
ise anne ve bebeğin hayatını tehlikeye atabilecek istenmeyen
komplikasyonlar ortaya çıkabilecektir.

Genelde doğumun
yaklaştığının ilk belirtileri düzensiz kasılmalar ve halk arasında
nişan gelmesi olarak anılan durumdur. Rahim ağzı tüm gebelik boyunca
sümüğümsü bir tıkaç ile kapalıdır. Bu tıkaç bebeği dış etkenlere karşı
korur. Doğum eyleminin başlamasından hemen önce rahim ağzında hafif bir
açılma olur ve bu tıkaç kanlı bir akıntı şeklinde vücut dışına atılır.
Yine doğumun erken belirtilerinden biri de düzensiz rahim
kasılmalarıdır. Kişi bu kasılmaları ağrı olarak algılar. Yalancı doğum
sancıları adı verilen bu kasılmalar dinlenmek ile geçer ve sıklık ile
şiddeti zamanlar artmaz. Suyun gelmesi doğumun bir diğer belirtisidir.
Genelde zarlar açıldıktan sonra 24 saat içinde eylem başlar.



FaktörGerçek EylemYalancı Eylem
KasılmalarDüzenli aralıklarDüzensiz aralıklar
Kasılmalar arasında geçen süreGiderek kısalırUzun kalır
Kasılmaların şiddetiGiderek artarDeğişmez
Ağrıların yeriSırt ve karınGenelde kasıklar
Ağrı kesiciye verdiği cevapGeçmezGeçer
Rahim ağzı değişiklikleriDilatasyon ve efasman olurDeğişiklik olmaz

Doğumu başlatan faktörlerin ne olduğu, anne
vücudunun bebeğin olgulaştığını anlamasını ve sancıları başlatarak
doğumu gerçekleştiren etkenlerin hangileri olduğu günümüzde hala daha
tam olarak anlaşılmış değildir. Bu konuda çok çeşitli teoriler olmasına
rağmen doğum olayı hala daha gizemini korumaktadır.

Doğumun Evreleri

Doğum eylemi 3 evrede incelenir.

İlk evre düzenli sancıların başlaması ile birlikte başlar ve rahim ağzının tam açık olması (10 cm) ile sona erer.

İkinci evre bebeğin doğumunu içerir.

Üçüncü ve son evre ise bebeğin doğumundan plasentanın çıkışına kadar olan süredir.

Doğumun
süresi değişken olmakla birlikte genelde ilk kez anneliği tadanlarda
daha uzun sürer. Gebelerin yarısından fazlasında bu süre 12 saat
civarındadır. %20 vakada ise 24 saatten uzundur. İkinci ya da daha
sonraki doğumunu yapanlarda ise eylemin 24 saatten uzun sürmesi sadece
50 hastada bir olur.

Doğumun en uzun evresi olan ilk evre de
kendi içinde 3 ayrı bölüme sahiptir. Bunlar sırası ile erken ya da
latent faz, aktif faz ve yatay fazdır.

Erken fazda ağrılar
düzenli olmasına rağmen araları uzundur. Genelde 10 dakikada bir olur
ve bel ağrısı şeklinde hissedilir. Pel çok kadın bu evrede oldukça
heyecanlı ve sinirlidir. Erken faz esnasında rahim ağzı kapalı durumdan
4 cm açıklığa ulaşır.

Açıklık 4 cm'ye ulaştıktan sonra aktif
faz başlar.Ağrılar 2-3 dakikada bir gelmeye başlar ve şiddeti giderek
artar. Kramp şeklinde gelen her bir ağrı 45-60 saniye kadar sürer.
Ağrısız doğum için katater takılacak ise bu safhada yapılır. Epidural
anestezi dışında ağrıyı azaltmak için birtakım ağrı kesiciler
uygulanabilir. Aktif faz rahim ağzı açıklığı 8 santimetre olana kadar
sürer.

Rahim ağzının 8 santimden 10 santim açılmasına kadar
olan süre yatay fazdır. Bu faza deselerasyon fazı adı da verilir.
Doğumun en zor dönemidir. Ağrılar en sık, en şiddetli ve en uzun bu
dönemde sürer. Ancak kısa bir fazdır. Çoğu zaman 5-10 dakika kadar
zaman alır.Bu evrede kontraksiyonlar 2-3 dakikada bir gelir ve 60-90
saniye sürer.

Ağrıların şiddeti zaman zaman gebeyi
umutsuzluğa itebilir ve korkutabilir. Bu evrede pek çok kadın doktoruna
sezaryen olmak istediğini söylemektedir. Ancak artık sezaryen için
oldukça geç bir dönemdir.Doğumun her döneminde sezaryen yapılabilmekle
birlikte bu evreye ulaşmış bir anne adayında sırf korkular nedeniyle
sezaryen yapmak son derece gereksiz bir yaklaşımdır. Bu dönemde
titremeler, terleme ve ıkınma hissi meydana gelir.

Nefes alıp verme egzersizleri ağrıyı bir miktar azaltabilir.

Vajinal Doğum

Bebeğin
kafasının en geniş kısmı doğum kanalına yerleştiğinde buna angajman adı
verilir. Bu noktadan sonra kasılmalar biraz daha seyrekleşir ve şiddeti
azalır. Bebeğin başının seviyesi kemik pelvisdeki durumuna göre
0,+1,+2,+3 olarak değerlendirilir. Bu bebeğin inişidir. Doğumun 2.
evresi 15 dakika ile 2 saat arasında sürebilir. Sancılar ve anne
adayının ıkınmaları bebeği aşağıya doğru iter.Bu aşamada gebe kendini
çok yorgun hissedebilir. Bebeğin başı aşağıya doğru indikçe perine
bölgesi (vajina ile anus arasındaki kısım) kabarmaya başlar. Yırtılmayı
engellemek için yapılacak olan epizyotomi bu aşamada açılır.

Epizyotomi
kontrolsüz yırtıkları önlemek amacıyla perine bölgesinin, doğum sonrası
dikilmek üzere kesilmesidir. Günümüzde pek bir faydasının olmadığı
ileri sürülse de pek çok ülkede hala daha yaygın olarak
kullanılmaktadır. Özellikle A.B.D.'de bazı kadınlar doğal doğum
olmadığı gerekçesi ile epizyotomiye karşı çıkmakta ve kendilerine
yapılmasını kabul etmemektedirler. Bu bizce çok yanlış bir tutumdur.

Kasılmalar
ve ıkınmaların bir arada etkisi ile bebek başı artık iyice aşağıya iner
ve vajina girişinde görünür olur. Buna taçlanma ismi verilir. Artık
doğum çok yakındır. Bazı durumlarda anne adayının ıkınmaları yeterli
olmaz ve başka bir kişinin annenin karnına bastırarak bebeğin aşağıya
inişine yardım etmesi gerekebilir. Son bir ıkınma ile bebeğin başı
yavaş yavaş vajinadan doğar. Bu aşamada bebeğin başının kontrolsüz
çıkmaması için hekim özel manevralar yapar. Bebek başı çıktığı anda
anne artık ıkındırılmaz.

Baş doğduktan sonra sırası ile
omuzlar ve gövde doğurtulur. Bu sırada anne ve bebeğin zarar görmemesi
için özel manevralar yapılır. Doğumun en zor anlarından biri de
omuzların doğurtulmasıdır. Bu aşamada omuzlar annenin kemik yapıları
içinde takılırsa çok üzücü sonuçlar doğabilir. Omuz takılması genelde
bebeğin kilosu ile alakalı olsa da çok ufak bebeklerde bile bu talihsiz
duruma rastlanabilmektedir. Hangi bebekte omuz takılması olacağı
önceden tahmin edilemez.

Bebeğin doğumun takiben rahim hemen
küçülür ve kasılmalar azalır. Bu kasılmalar esnasında plasenta
yapıştığı yerden ayrılır ve en geç 30 dakika içinde rahim dışına
atılır. Bebeğin doğumundan plasentanın çıkışına kadar olan süre doğumun
3. evresidir. Plasenta doğduktan sonra kanamayı azaltmak ve rahimin
toparlanmasını sağlamak için bir takım ilaçlar enjekte edilir ve rahime
masaj yapılır. Epizyotomi plasenta doğduktan sonra ya da doğmadan önce
tamir edilebilir. Son kez kanama kontrolü yapıldıktan sonra anne
yatağına alınır.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz