Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

ERKEN DOĞUM: 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : ERKEN DOĞUM: 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

ERKEN DOĞUM: Empty ERKEN DOĞUM:

Cuma Ocak 02, 2009 4:57 am
ERKEN DOĞUM:
Gebeliğin
20. haftasından sonra ve 37. haftasından önce, henüz tam olgunluğa
ulaşmamış bebeğin dünyaya gelmesidir. 37. gebelik haftasından önce
doğum ağrılarının başlaması da erken doğum tehdidi olarak adlandırılır.
Tüm yeni doğan bebekler içinde yaklaşık %10'u acelecidir. Bu bebeklerde
prematüre bebek olarak adlandırılıyor.

Prematüre
bebeklerin en önemli sorunu, akciğer gelişimlerindeki yetersizlik
sonucu solunum zorluğu yaşamalarıdır. Ayrıca bebek ne kadar erken
dünyaya gelmişse, santral sinir sistemi ile ilgili sorun riski de o
kadar fazladır. Prematürite, yeni doğan bebek ölümleri içinde en sık
rastlanan nedendir.


Erken
doğum sonucu dünyaya gelen bebeklerin riski, doğum anındaki gebelik
haftası ilerledikçe azalır. Son yıllarda prematüre bebek bakımındaki
gelişmeler oldukça fazladır ve çok erken doğmuş bebeklerin bile yaşam
şansları giderek artmaktadır. Ancak, özellikle ülkemiz koşulları da göz
önüne alındığında prematüre bebek doğumları halen ciddi problemleri
beraberinde getirmektedir. Ve bu bebeklerin bakımı, gelişebilecek
komplikasyonların giderilmesi için gereken tıbbi bakım masrafları da
oldukça ağırdır.


Erken Doğum Eyleminin Nedenleri Nelerdir ?
Erken
doğumların yarıya yakınında herhangi bir neden bulunamaz. Diğer
yarısında çeşitli sorunlar saptanabilir. Bunlardan en sık sorumlu
tutulan; enfeksiyonlardır. Anne adaylarında varolan bir enfeksiyon
kaynağı, özellikle üriner sistem enfeksiyonları ciddi birer risk faktörüdür.
İdrar
yolu enfeksiyonu olan anne adaylarında erken doğum açısından 5 kat risk
artışı söz konusudur. Bu nedenle rutin gebelik takiplerinde, idrar
testlerinizin sık tekrarı ve gereğinde enfeksiyon tedavisi uygundur.


Vaginal
enfeksiyonlar da erken doğum eylemini başlatabilirler. Özellikle
mikroorganizmaların amniyon zarında yarattıkları hasar ve sonrasında su
kesesinin açılması (erken membran rüptürü ) önemli bir erken doğum sebebidir.

Diğer risk faktörleri;
· daha önce erken doğum yapmış olmak (riski %20-30 oranında artırmaktadır),
· düşükler
,
· anne adayında var olan kronik hastalıklar (hipertansiyon, astım, hipertiroidi, kalp hastalıkları, anemi, diabet
, böbrek hastalıkları, ilaç bağımlılığı vb.),
· annenin sigara kullanımı (erken doğum riskini 2 kat artırır),
· anne yaşının çok genç (16 yaşının altı) veya 35 yaşının üzerinde
olması,
·
uterus ile ilgili doğuştan veya sonradan olan şekil bozuklukları
(örneğin çift rahim, rahim içi septum, myomektomi gibi operasyonlar
geçirmiş olmak),
· anne adayının geçirdiği fiziksel travmalar (kaza, cerrahi müdahaleler),
· yetersiz beslenme.
· aşırı rahim gerilmesine neden olabilen çoğul gebeliklerdir. İkizlerin yarıya yakını 36. gebelik haftasından önce doğarlar. Yine polihidramniyos
durumlarında da rahim ileri derecede gerildiğinden erken doğum riski artar.
· Plasentaya ait sorunlar da erken doğuma yol açabilir. Plasenta yerleşme anomalileri (plansenta previa), erken plasental ayrılma (abruptio plasenta) vb.

Erken Doğum Eyleminin Belirtileri Nelerdir ?
Erken doğumu engellemede başarı, erken saptanmasına bağlıdır.
Bunların
başında düzenli uterus kasılmalarının fark edilmesi gelmektedir. Uterin
kasılmayı; karın duvarına koyduğunuz parmaklarınızla hissedebilirsiniz.
Karın duvarında rahminizin toplanma hissi veya her zamankinden daha
gergin bir hal alması şeklinde olabilir. Özellikle sertleşmeler kısa
süreli ve tekrarlayan tarzda ise önemlidir. Başlangıçta ağrısızdırlar.
Saatte 3-4'den fazla sayıda olduklarında en kısa sürede doktorunuza
bilgi vermelisiniz.

Diğer belirtiler;
· kasık bölgelerinde adet sancısına benzer kramp tarzı ağrılar,
· alt sırt veya bel bölgesinde ağrılar,
· vaginal lekelenme veya kanama,
· vaginal akıntıda ani artış,
· vaginal sulu veya kanlı bir akıntı,
· pelviste baskı hissi, şeklinde olabilir.

Bu
belirtilerden biri varsa veya şüphe halindeyseniz doktorunuzu arayınız.
Bu arada birkaç bardak su içmek, sol yanınıza doğru yatıp istirahat
etmek, uterin dolaşımı arttırarak kasılma sıklığını azaltabilecek
önlemlerdir.

Tanısı:
Erken
doğum eyleminin tanısı, rahim kasılmalarının saptanması ile konur.
Gebeliğin 37. haftasından önce, en az yarım saatlik bir gözlemde her 10
dakikada bir 2 kasılmanın saptanması tanı koydurucudur. Kasılmalar
karın duvarı üzerinden yapılan elle muayene ile veya Fetal Monitör Testi ile rahatça saptanabilir.

Vaginal
muayenede rahim açıklığının gözlenmesi, su akışının saptanması da kesin
tanı koydurucu bulgulardır. Rahim ağzı normalde doğuma kadar kapalı ve
yaklaşık 3-4 cm. uzunluğunda olan bir yapıdır. Düzenli kasılmaların
başlamasıyla rahim ağzı giderek incelir ve açılma başlar. Vaginal yolla
spekulum muayenesinde rahim ağzı değerlendirilebildiği gibi
transvaginal veya abdominal ultrasonografi yöntemiyle de rahim ağzı
uzunluk ve açıklığı son yıllarda rahatça izlenmekte ve tanı
konmaktadır.

Tedavi:
Erken
doğum tehlikesi saptandığında öncellikle anne ve bebeğin genel sağlık
durumları sistematik bir şekilde değerlendirilir. Acil doğum gerektiren
durumlar dışında tıbbi tedavi ile erken doğum eyleminin durdurulması
veya geciktirilmesi mümkündür. Özellikle acil doğum gerektiren;
· annede ağır preeklampsi
varlığı,
· plasentanın erken ayrılmasına bağlı olabilen rahim içi veya dışına kanama (ablasyo plasenta
),
· plasental yetmezliğe bağlı bebekte ağır bir gelişme geriliği
,
· amniyon kesesinin açılması sonucu amniyon sıvısında ileri derecede azalma veya rahim içi ciddi enfeksiyon bulguları,
· bebeğe ait ciddi konjenital anomali varlığı gibi durumlar,
obstetrik muayene, Non Stress Test ve ultrasonografi yöntemleri ile hızla araştırılır.

Olası
bir enfeksiyon tanısı için kan ve idrar tetkikleri alınır. Acil
durumların olmadığı, anne ve bebek açısından iç dengenin stabil olduğu
erken doğum tehlikelerinde ivedilikle kasılmaları durdurmaya yönelik
tıbbi tedavi yöntemlerine başvurulur.

Öncelikle
anne adayı yatak istirahatına alınarak, damar yolu ile sıvı takviyesine
başlanır. Eğer istirahat ve sıvı takviyesi sonrası kasılmalar azalır ve
ilk muayenede rahim ağzında herhangi bir değişiklik saptanmadı ise;
anne adayı bilgilendirilerek istirahat ve sıkı takip altına alınmak
koşulu ile evde izlenebilir.

Ancak
kasılmalar alınan ilk önlemlere rağmen devam ediyor ise ve/veya ilk
muayenede rahim ağzında değişiklikler saptandı ise tokoliz denen rahim
kasılmalarını durdurma amaçlı ilaç tedavilerine geçilir. Tokoliz; rahim
açıklığı 4 cm.den daha az olan hastalarda başlanır.

Tokoliz için kullanılabilen çeşitli ilaçlar mevcuttur. Bunlar kas gevşetici etkileri olan;
· ß agonist ajanlar (terbutalin, ritodrin),
· magnezyum sülfat,
· kalsiyum kanal blokerleri,
·
prostoglandin denilen kasılma yaratıcı kimyasal maddelerin etkisini
önleyen ibuprofen, indometazin grubu ilaçlar kullanılabilinir.

Her
bir grup ilacın çeşitli yan etkileri vardır. Özellikle en sık
kullanılan grup olan ritodrin grubu ilaçlarda; kalp atım hızında artış,
tansiyon düşüklüğü, nefes darlığı oluşabilir. Bu yan etkiler ciddi
boyutlarda olabilir ve tedavinin kesilmesini gerektirebilir. Bu nedenle
özellikle intravenöz (damar yolu ile) tedavi hastanede doktor
gözetiminde uygulanır ve tedavi öncesi ile tedavi boyunca çeşitli kan
analizleri yapılır. Anne adayında kalp hastalığı, diabet,
hipertansiyon, hipertiroidi varlığında genellikle uygulanmaz.

Tedavide
önemli bir adım; fetal akciğer gelişimini hızlandırma amacı ile
kortikosteroid grubu (betametazon) ilaç uygulamasıdır. Bu tedavinin
erken doğan bebeklerde solunum güçlüğü sendromunu azaltıcı bir etkisi
olduğu düşünülmektedir. Faydalı etki özellikle 28 - 34. gebelik
haftaları arasındadır. Ve doğumdan en az 24 saat önce uygulandığında
etkinliğinin daha fazla olduğuna inanılmaktadır.

Kasılmalar
bu tıbbi tedavi seçeneklerinden biri uygulandıktan sonra tamamen durdu
ise, peroral (ağızdan tablet) tedaviye geçilerek anne adayı kasılmalar
konusunda bilgilendirilip, sıkı takibe alınmak koşulu ile evde izleme
devam edilebilir. 36. gebelik haftasından sonra genellikle ilaç
tedavisine son verilir.

Tüm
alınan önlem ve tedavi yöntemlerine karşın kasılmalar, devam ederek
doğum eylemi ilerleyebilir. Bu durumda erken doğum eyleminin izlem ve
tedavisinin yapılacağı merkezde prematüre bakım olanaklarının bulunması
çok önemlidir. Gününden önce doğmuş, olası solunum zorluğu
yaşayabilecek bir bebeğin prematüre yoğun bakım ünitesine en iyi
taşınma şekli anne karnında taşınmadır. Bu yaklaşım prematüre bebek
ölümlerini azaltabilecek en önemli adımlardan biridir. Genellikle 2500
gr. altında doğum ağırlığı beklenen bu bebeklerin doğum eylemi
sırasında kafa içi kanama riskleri nedeniyle doğum şekli planlanırken
onlar için en az travmatik olan doğum yöntemi seçilir.

Sağlıklı
bir gebelikte, olgunlaşmasını henüz tamamlamamış bir bebek için en iyi
ortam anne rahmidir. Bu nedenle erken doğum riskinin azaltılması ve
erken tanısı için düzenli antenatal takiplerinize devam ediniz.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz