Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
cambaz
cambaz

ÇİRKİN ÖRDEK 910
Erkek Yengeç
Ejderha
Mesaj Sayısı : 885
Doğum tarihi : 28/06/88
Yaş : 35
Nerden : istanbul
İş/Hobi : elektrik
İleti : ÇEKEMEYEN VARSA ÇANAĞINI GENİŞLETSİN
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://muradiyeforum.net

ÇİRKİN ÖRDEK Empty ÇİRKİN ÖRDEK

Ptsi Ara. 08, 2008 9:21 am
ÇİRKİN ÖRDEK 86007Çalıların içinde bir ördek kuluçkaya oturmuş yumurtalarını
bekliyormuş. Uzun süredir tek başına oturmaktan sıkıldığı için
yumurtaları çatlar çatlamaz sevinçle vaklayarak üzerlerinden
kalkmış.
“Artık çiftliğe dönüp oradikelere yeni ailemi gösterebilirim!”
diye düşünmüş. Hepsi tam mı diye, cik cik öten yavrularını
saymaya başlamış. “Yo, olamaz!” demiş yumurtalardan birinin
henüz çatlamamış oludğuun görünce.
O sırada oradan geçen bir ördek, “Yuvanda hâlâ çatlamamış iri
bir yumurta var,” demiş. “Bahse girerim bir hindi
yumurtasıdır.”
“Hindi yumurtasıymış, höh! O benim yumurtam,” demiş anne ördek
ters ters. İç çekerek yumurtanın üstüne oturmuş.
Bu son yumurta da çatlayınca içinden iri, çirkin bir ördek
yavrusu çıkmış. Anne ördek bu yavruyu görünce onun
çirkinliğinden biraz utanç duymuş.
“Neyse ki diğer yavrularım güzel,” diye düşünmüş ve artık daha
fazla vakit kaybetmeden çiftliğe gitmek istediği için
yavrularını peşine takarak suya girmiş.
“Çirkin olanı hiç olmazsa iyi yüzüyor,” demiş anne ördek kendi
kendine. “Öyleyse hindi olamaz. Çünkü hindiler yüzemez. Belki
büyüdükçe güzelleşir. Belki bir süre sonra da büyümesi durur.”
Ne yazık ki tam tersi olmuş. Çirkin Ördek giderek daha da
büyümüş ve diğer ördeklerden daha da farklılaşmış.
Çevresindeik hayvanlar onu hiç rahat bırakmıyor, onunla hep
‘Çirkin Ördek’ diyerek alay ediyormuş. Kardeşleri bile vak vak
edip başının etini yiyor, “Seni bir kedi kapsa da senden
kurtulsak,” diyorlarmış. Tavuklar onu kovalıyor, onlara yem
veren kız da ayağğıyla onu ittirerek yemlerin yanından
uzaklaştırıyormuş.
Çirkin Ördek bütün bunlara daha fazla dayanamamış. Çitlerin
üzerinden uçarak atlamış ve çiftliği iyice geride bırakıp
yaban ördeklerinin yaşadığı yere gelene kadar hiç durmadan
yürümüş. Fakat yaban ördekleri de onun çirkin olduğunu
düşünmüşler ve onunla dostluk kurmak istememişler.
Çirkin Ördek yapayalnız ortada kalmış. Ağaç dallarıyla
çitlerdeki küçük kuşlar bile onu görünce kaçışıyorlarmış.
“Çirkin olduğum için kaçıyorlar,” demiş kendi kendine.
Tek başına oradan oraya dolaşmış durmuş. Bir ara, iki yaban
kazıyla dost olmuş, fakat onlar da avcıları görünce uçup
gitmişler. Bir seferinde de yaşlı bir kadın onu tutup evine
götürmüş, ama kadının kedisiyle tavuğu, “Hem suyu seven, hem
de yumurtlamayan kuş mu olur?” diyerek onunla alay edince
dayanamayıp oradan da kaçmış.
Sonra mevsim değişmiş. Ağaç yaprakları sararıp solmaya
başlamış. Bir akşam üzeri, güneş batarken bembeyaz tüylü,
büyük ve güzel kuşlardan oluşan bir kuş sürüsü Çirkin Ördek’in
tam önünden, çalıların arasından havalanmış. Uçarken
dalgalanıyormuş gibi hareket eden çok zarif, uzun boyunlu
kuşlarmış bunlar.
“Bekleyin beni!” diye seslenmiş Çirkin Ördek, ama kuşlar
kocaman kanatlarını açar açmaz gökyüzünün derinliklerinde
kaybolmuşlar. Çirkin Ördek sevincinden suyun içinde bir
fırıldak gibi önmeye başlamış, sonra hızını alamayıp suyun
dibine dalıp çıkmış. Boğazından çıkan garip sesler onu bile
korkutmuş. O beyaz tüylü kuşları bir türlü aklından
çıkaramıyormuş. Ne cins kuşlarsa onlar, onları çok sevmiş.
Kış pek uzun ve sert geçmiş. Çirkin Ördek birkaç kez ölümden
dönmüş. Bir seferinde buzun üstünde az kalsın donuyormuş.
Neyse ki oradan geçmekte olan bir çiftçi onu görmüş de
kurtarmış. Sonunda kış bitmiş bahar gelmiş ve Çirkin Ördek
uçabildiğini keşfetmiş, öyle suyun üstünde değil çok daha
yüksekte, gökyüzünde.
Bir gün kanatlarının gücünü denerken aşağıda, bir derede daha
önce gördüğü o beyaz tüylü kuşlardan birçoğunun yüzdüğünü
görmüş. Bir an bile düşünmeden, “Aşağı iniyorum,” diye
kararını vermiş. “Çirkin de olsam onların yannlarına
gideceğim.” Böylece dereye, suyun üzerine inmiş.
Kıyıda iki çocuk beyaz kuşlara ekmek kırıntısı atıyormuş.
Çirkin Ördek’i görünce hemen annelerine, “Anne bak!” demişler.
“Bir kuğu daha var orada! Bu kuğu diğerlerinden daha güzel hem
de!”
Çirkin Ördek çocukların ne demek istediğini anlamamış. Beyaz
kuşlar arkalarına dönüp ona bakınca utancından boynunu bükmüş.
“İsterseniz siz de Çirkin Ördek diye alay edin. Umurumda değil
artık!” demiş içinden.
Sonra, başını kaldırırken suda ilk kez kendini görmüş. Upuzun
bir boynu, bembeyaz, harika küyleri varmış.
“Merhaba!” demişler diğer kuğular. “Hoşgeldin.” Sonra hepsi
suyun üstünde ona doğru süzülmüşler. Hiçbiri çiftlikteki
kuşlar gibi ona alay ederek bakmıyorlarmış. Boyunlarını
zarifçe eğerek, “Ne kadar güzelsin,” diyorlarmış sanki.
Çirkin Ördek, “Demek ben Çirkin Ördek değilmişim. Bir
kuğuymuşum!” diyerek sevinçle çırpmaya başlamış kanatlarını.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz