Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
cambaz
cambaz

Kuşdili Çayırında İlk Futbol Oyunu; 910
Erkek Yengeç
Ejderha
Mesaj Sayısı : 885
Doğum tarihi : 28/06/88
Yaş : 35
Nerden : istanbul
İş/Hobi : elektrik
İleti : ÇEKEMEYEN VARSA ÇANAĞINI GENİŞLETSİN
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://muradiyeforum.net

Kuşdili Çayırında İlk Futbol Oyunu; Empty Kuşdili Çayırında İlk Futbol Oyunu;

Salı Ara. 02, 2008 11:17 am
Kuşdili Çayırında İlk Futbol Oyunu; Tarihce_2İlk futbol oyununun, bugünkü anlamıyla ilk kez 1823 yılında
İngiltere’de oynanmaya başlamasının üzerinden neredeyse yıllar ve
yıllar geçmişti. Nihayet tarihler 1890’lı yıllara ulaştığında, Moda’da
oturan İngiliz’ler de bu keyifli spordan iyice etkilenmiş ve o yemyeşil
arsaların bulunduğu Kadıköy’ün geniş alanlarında, futbolu oynamaya
başlamışlardı. Seyri çok keyifli bu oyunun, çevredeki Türk gençlerinde
de ilgi uyandıracağı ve de bu sporu onlara sevdireceği pek tabii idi ve
hatta da kaçınılmazdı. Ama ne var ki, o sıralarda süren monarşi rejimi
nedeniyle Müslüman Türkler için cemiyet kurmanın ve hatta mevcut
cemiyetlere dahi üye olmanın yasak olmasından dolayı, Kadıköy
Çayırlarında top koşturan İngiliz gençlere yine ancak Rum gençleri
eşlik edebilmekteydi. Yine de, hemen her akşamüstü bilhassa Kuşdili
Çayırında yapılan bu futbol maçları ya da antrenmanları,Kadıköyhalkınınbüyük bir kesiminin ilgisini çekmekte, genellikle akşamüstleri zevk için de olsa oynanan bu futbol
oyunu için, Kalamış’tan, Moda’dan, Kuyubaşı’ndan, ve hatta Haydarpaşa
civarlarından gelecek öbek öbek halkı, gününe ve hava durumuna göre
küçük ya da büyük kümeler halinde bu oyunu seyretmeye yöneltmekteydi.
Kadıköy halkının ekserisi ikindi sularında ayaklanır, günlerden Cuma ve
Pazar değilse yani Kurbağalıdere’nin kenarındaki salaş tiyatroda Komik
Hasan’ın tuluat kumpanyası oynanmıyorsa Kuşdili Çayırı’na doğru yola
koyulurlardı. Yok, eğer günlerden Cuma ya da Pazar ise de, Moda’ya
doğru ya da şimdiki Fenerbahçe Stadyumu’nun bulunduğu Papazın Çayırı’na
doğru yola koyulurlardı (*1). Omuzdaş kılıklı, burma bıyıklı tüylü
tüysüz gençler, yanlarında boy boy çocuklarla hanım nineler ve de orta
yaşlı hatunlar, Arap bacılar, ahretlikler, kahvede pineklemekten usanan
efendi kişiler, burada çayırı çepeçevre kuşatır, kadınlar getirdikleri
kilimleri yayarlar, erkeklerin kimi toprağa bağdaş kurar, kimi büyükçe
bir taşa oturur, kimi ayakta dururdu. Sucusu, dondurmacısı, kağıt
helvacısı, simitçisi, baloncusu, Eyüp oyuncakçısı velhasılı satıcıların
her çeşidi burada arzı endam eyler, burayı adeta panayır yerinden
farksız kılardı. Ortadaki saha olacak alanda ise, kapı gibi gövdeli,
başları açık, renk renk gömleklerinin kolları sıvalı, göğüsleri fora,
bacaklarından dizkapaklarına kadar şortlu bir alay adam soluk soluğa
koşuşurlar, birbirlerine çarpıp çarpıp, alt alta üst üste
mecelleşirler, güya da top oynarlardı. Oynanan bu futbollardan örnek
alan bazı gençler, Kadıköy’ündeki arsalarda ya da geniş çayırlarda
onlar gibi top oynamaya heveslenir, karman çorman bir biçimde, bir
harradır bir gürradır gider, topa en çok vuranla onu en havalara
yükselten erbab sayılırdı. Ne var ki bir süre sonra, bir başka deyişle
1900’lü yıllara iyice yaklaşılmasıyla birlikte, Moda’da oturan İngiliz
gençlerinin artık modern futbolu oynamaya başlamaları ve dolayısıyla da
oynadıkları futbolu daha seyredilir bir halde sunmaları, kendilerini
hayran hayran seyreden Kadıköy’lü gençlerin yüreklerinde birtakım
kıpırdanmalara sebep oluyor, onlar gibi organize bir takım kurma
isteklerini ise, vazgeçilemez bir tutkuya dönüştürmeye başlıyordu.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz