PSİKOTERAPİNİN TANIMI
Salı Ara. 02, 2008 9:47 am
PSİKOTERAPİNİN TANIMI
Psikoterapi, çok
geniş anlamda, ruhsal yollarla yardım ve iyileştirme demektir. Bu
tanıma göre bütün eğindirim (telkin), inandırma (ikna), davranışı ve
kişiliği değiştirme yolları psikoterapi teriminin kapsamına girebilir.
Hastayı rahatlatmak için yapılan bir dua, verilen bir muska, düzenlenen
bir ilkel tören de psikoterapi sayılabilir. Ancak, hekimlikte ve
ruhbilimde kullanılan anlamıyla psikoterapi deyince, çağdaş ruh
hekimliği ve ruhbilim bilgilerine dayanan, hasta ile karşılıklı ilişki
ve iletişimi kullanan bir takım uygulamalar anlaşılır. Çağdaş ruh
hekimliğinde kullanılan yöntemlerin ve araçların tümü henüz bütün
açıklığı ile tanımlanmış ve her bilim çevresinde benimsenmiş sayılmaz.
Psikanaliz bile kimi bilimsel çevrelerde bir psikoterapi yöntemi
olarak yadsınabilmektedir. Örneğin İngiltere'de tanınmış psikolog
Eysenck ve izleyicileri, eski sosyalist ülkelerdeki ruh hekimleri ve
daha birçok hekimler Freud'un psikanaliz kuramını benimsememişler,
yadsımışlardır. Ancak, burada genel görüş ayrılıkları söz konusudur.
Her bilimsel akımın tuttuğu bir yol, yeğlediği bir yöntem bulunabilir.
Bilimin gelişmesi için bu gereklidir. Görüş ve uygulama ayrılıklarından
yeni yeni görüşler ve yöntemler ortaya çıkmakta, uygulamada daha bir
gerçeklik ve esneklik kazanılmaktadır.
Freud'un kendisi psikanalitik kuramda bir çok değişikliklere gerek
görmüş, kuramını değiştirmiş, geliştirmişti. Freud'dan ayrılan birçok
tanınmış psikanalist psikanalitik kurama ve uygulamaya önemli katkıda
bulunmuşlardır. Örneğin Jung, Adler, Rank, Horney, Klein ve
izleyicileri, Sullivan, Erikson, Kohut ve daha bir çoklarını
sayabiliriz.
Son 20-25 yılda "özbenlik" ya da "kendilik" (self) psikolojisi
özellikle genç kuşaklar arasında giderek artan bir ilgi görmektedir. Bu
gibi akımları iyi anlayabilmek için Freud'un temel kavramlarını iyi
bilmek gerekir.
Psikoterapilerin sınıflandırılması bize bütün psikoterapi türlerine
kuşbakışı bakmak olanağını vermektedir. Psikoterapi sınıflandırmasını
yaparken hangi açıdan baktığımıza önem vermemiz gerekir. Örneğin
sağaltım durumunun biçimi ve yapısına göre bireysel psikoterapi
dediğimizde, ne tür bir kuramsal dizgeye (sisteme) göre uygulandığı
sorusu ortaya çıkmaktadır. Bu, destekleyici, bastırıcı bireysel
psikoterapi olabileceği gibi, derinliğine araştırıcı psikanalitik bir
sağaltım da olabilir. Grup psikoterapisinde de analitik ya da
destekleyici bir yol tutulabilir. Bu türlerden her birinin de ayrı
ayrı alt türleri olup bunları burada belirtmeye gerek görülmemiştir.
Birçok yayında özel teknik ve araçların birer psikoterapi türü
olarak sıralandığını görülür. Aslında kavramsal açıdan bu tür
sıralamalarda bir aksaklık vardır. Örneğin uyutum (hipnoz) bir
psikoterapi türü değil, değişik psikoterapi türlerinde
kullanılabilecek bir tekniktir. Uyutum (hipnoz) destekleyici,
bastırıcı, derinliğine araştırıcı amaçlar için kullanılabilir. Bunun
gibi eğindirim (telkin), inandırma (ikna), güvence verme
(reassurance), güdümsüz görüşme yöntemi (nondirective technique) vb
birer psikoterapi türü olmayıp, ancak araç ve yöntemlerdir. Psikotrapi
türlerinin özetlendiiği bölümde görüldüğü gibi psikoterapide kullanılan
araçlar daha çok şu ya da bu tür için yeğlenebilir; fakat genellikle
her tür sağaltımda bu araçların herhangi biri, yeri ve sırası gelince
kullanılabilir. Örneğin, en koyu geleneksel bir psikanalizde bile
gerekince eğindirim, rehberlik, yol gösterme kullanılabileceği gibi
destekleyici psikoterapide de bir düş yorumlaması yapılabilir.
Prof. Dr. M. Orhan Özrütk’ün “Psikanaliz ve Psikoterapi” adlı kitabından uyarlanmıştır.
Psikoterapi, çok
geniş anlamda, ruhsal yollarla yardım ve iyileştirme demektir. Bu
tanıma göre bütün eğindirim (telkin), inandırma (ikna), davranışı ve
kişiliği değiştirme yolları psikoterapi teriminin kapsamına girebilir.
Hastayı rahatlatmak için yapılan bir dua, verilen bir muska, düzenlenen
bir ilkel tören de psikoterapi sayılabilir. Ancak, hekimlikte ve
ruhbilimde kullanılan anlamıyla psikoterapi deyince, çağdaş ruh
hekimliği ve ruhbilim bilgilerine dayanan, hasta ile karşılıklı ilişki
ve iletişimi kullanan bir takım uygulamalar anlaşılır. Çağdaş ruh
hekimliğinde kullanılan yöntemlerin ve araçların tümü henüz bütün
açıklığı ile tanımlanmış ve her bilim çevresinde benimsenmiş sayılmaz.
Psikanaliz bile kimi bilimsel çevrelerde bir psikoterapi yöntemi
olarak yadsınabilmektedir. Örneğin İngiltere'de tanınmış psikolog
Eysenck ve izleyicileri, eski sosyalist ülkelerdeki ruh hekimleri ve
daha birçok hekimler Freud'un psikanaliz kuramını benimsememişler,
yadsımışlardır. Ancak, burada genel görüş ayrılıkları söz konusudur.
Her bilimsel akımın tuttuğu bir yol, yeğlediği bir yöntem bulunabilir.
Bilimin gelişmesi için bu gereklidir. Görüş ve uygulama ayrılıklarından
yeni yeni görüşler ve yöntemler ortaya çıkmakta, uygulamada daha bir
gerçeklik ve esneklik kazanılmaktadır.
Freud'un kendisi psikanalitik kuramda bir çok değişikliklere gerek
görmüş, kuramını değiştirmiş, geliştirmişti. Freud'dan ayrılan birçok
tanınmış psikanalist psikanalitik kurama ve uygulamaya önemli katkıda
bulunmuşlardır. Örneğin Jung, Adler, Rank, Horney, Klein ve
izleyicileri, Sullivan, Erikson, Kohut ve daha bir çoklarını
sayabiliriz.
Son 20-25 yılda "özbenlik" ya da "kendilik" (self) psikolojisi
özellikle genç kuşaklar arasında giderek artan bir ilgi görmektedir. Bu
gibi akımları iyi anlayabilmek için Freud'un temel kavramlarını iyi
bilmek gerekir.
Psikoterapilerin sınıflandırılması bize bütün psikoterapi türlerine
kuşbakışı bakmak olanağını vermektedir. Psikoterapi sınıflandırmasını
yaparken hangi açıdan baktığımıza önem vermemiz gerekir. Örneğin
sağaltım durumunun biçimi ve yapısına göre bireysel psikoterapi
dediğimizde, ne tür bir kuramsal dizgeye (sisteme) göre uygulandığı
sorusu ortaya çıkmaktadır. Bu, destekleyici, bastırıcı bireysel
psikoterapi olabileceği gibi, derinliğine araştırıcı psikanalitik bir
sağaltım da olabilir. Grup psikoterapisinde de analitik ya da
destekleyici bir yol tutulabilir. Bu türlerden her birinin de ayrı
ayrı alt türleri olup bunları burada belirtmeye gerek görülmemiştir.
Birçok yayında özel teknik ve araçların birer psikoterapi türü
olarak sıralandığını görülür. Aslında kavramsal açıdan bu tür
sıralamalarda bir aksaklık vardır. Örneğin uyutum (hipnoz) bir
psikoterapi türü değil, değişik psikoterapi türlerinde
kullanılabilecek bir tekniktir. Uyutum (hipnoz) destekleyici,
bastırıcı, derinliğine araştırıcı amaçlar için kullanılabilir. Bunun
gibi eğindirim (telkin), inandırma (ikna), güvence verme
(reassurance), güdümsüz görüşme yöntemi (nondirective technique) vb
birer psikoterapi türü olmayıp, ancak araç ve yöntemlerdir. Psikotrapi
türlerinin özetlendiiği bölümde görüldüğü gibi psikoterapide kullanılan
araçlar daha çok şu ya da bu tür için yeğlenebilir; fakat genellikle
her tür sağaltımda bu araçların herhangi biri, yeri ve sırası gelince
kullanılabilir. Örneğin, en koyu geleneksel bir psikanalizde bile
gerekince eğindirim, rehberlik, yol gösterme kullanılabileceği gibi
destekleyici psikoterapide de bir düş yorumlaması yapılabilir.
Prof. Dr. M. Orhan Özrütk’ün “Psikanaliz ve Psikoterapi” adlı kitabından uyarlanmıştır.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz