Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
CRUEL
CRUEL

YÜrÜyorum Bİr Yanim Denİz Bİr Yanim Sessİz... S_mod10
Erkek Yay
Maymun
Mesaj Sayısı : 1345
Doğum tarihi : 18/12/80
Yaş : 43
Nerden : istanbul
İş/Hobi : elektrik teknisyeni
İleti : format
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 208
Kayıt tarihi : 28/10/08
http://muradiyeforum.net

YÜrÜyorum Bİr Yanim Denİz Bİr Yanim Sessİz... Empty YÜrÜyorum Bİr Yanim Denİz Bİr Yanim Sessİz...

Ptsi Kas. 03, 2008 2:25 am
Yürüyorum bir yanım deniz, bir yanım sessiz...
Gözlerim dolu, aklım bomboş, sesim kısık, içim alabildiğine sis...
Sen,
sadece bir gizli öznesisin cümlenin.
Gerisi bu yolculuk kadar muamma, uzunları da yaksam gördüğüm bomboş bir hava.
Oysa dün aynaya baktığımda da hiçbir şey göremedim. Hani demiştin ya bir aralar;
- “Aynada kendini düzelttikçe beni de düzelteceksin. Karşında değil, yanındayım. Bakma sadece, görmeye çalış!” diye...
Ama beni bile göremeyeli yıllar olmuştu sen bunu söylediğinde. Öyle zordu ki tam sana yaslanmak istiyorken dayandığım ünlemi
kıvırıp bir anda soru işaretine dönüştürmen...
Belki de bu yüzden şimdi hiçbir şey göremiyordum, ne seni ne de içine çok önceleri girmiş onlarca soru işaretini.
Oysa gözlerin, arayış ve düşkırıklığıyla geçirilmiş yılların birer yansımasıydı...ve yitirilmesine rağmen hala unutulamamış
şeylerin de...
Bu yüzden aynı ağaçta yaprak olsak da mevsimlerimiz çok farklıydı. Öyle ya; senin rüzgara teslim olduğun anlarda benim
yeşeriyor olmamın bir açıklaması yapılamazdı.
Üstelik kendini bile çözememiş birine göre sen, anlama yolundaki sınav için zor, hatta olması gereken en son imtihan
parçasıydın. Ki çok iyi biliyorum bu zor-kolay bahsine sığınmak, güneşten kaçılan gölgeliklere benzer. Serinletir ama
çok kalınca da ürpertir. Öyleyse gel beraber üşüyelim, çünkü birbirimizi terletecek kadar birbirimizin olmayı hak etmedik
biz!
Belki de bunun için;
- “Gidiyorum ama sen iyi ol!” dediğinde aklıma gelenleri tükürüğümle yutmak ve
sessizliğin kuytusuna sığınmaktan başka hiçbir şey daha anlamlı gelmedi. Yoksa avuntumun çığlığından seni haberdar etseydim,
yine böyle kayıtsızca uzaklaşır mıydın?
Ten okşanmak ama ruh bilmek ister.
Gidişlerin bile tek lüksüyken bu, şimdi damarlarımda gezinen bir mahrumiyetin aralıklara yanan sızısıydın.
Yanında bir de gurur duruyor dimdik. Ama gel gör ki; duygularım mantığıma kimbilir kaç sıfır yenik.
Yine de uçup durdum yörüngende sendeleyip çarparak...konduysam da yüreğine, sesimi sana hiç duyuramayarak...
Yazdım defterlere, aklıma, geçmişime...Önüme gelen her yerde, ulaşamadığım nice gece, belki de sen bilmeyesin diye...
Seni seviyorsam bundan sanane!
İşte bu yüzden senin hasarlı veya tuhaf, yorgun ya da kayıtsız tavrına hiç dokunmadım. (bana dokundu mu, onu hiç
karıştırmayalım!)
Çünkü sevmek gerektiği zaman vazgeçmeyi de bilmektir.
Lavaboya gider gibi gitsen de burada gündüzken senin geceyi yaşayacağın o yere, sana saygım seni düşünmemi istemediğin anda
bile son kez düşünerek, kararlarına çelme takmaktan son anda cayabilmektir.
Sen hala seni görmediğimi sanarken, aynadan bana göz kırpan aslın aklımdakine hiç benzemediğinden olacak ki;
seni tanıyamadım
seni çıkaramadım
sandığım gibi olmadığını işte ben şimdi anladım.
(yoksa sen bunu bile anlamadın, hatta daha da kötüsü, yanlış mı anladın?)
İçimde sensiz olma korkusu,
ve daha da içerde bu korkunun korkusu...
(keşke bunu anlamış olsaydın!)
Sence bu korkuyla kaç yolcuya el sallayabilir, “arkasına bile bakmadan gidenler” listesine daha kaç özel isim ekleyebilirim
ki?
Sadece eklemek istediğim tek paragraftan ibaret ;
“Bir ülkeye alışmak bir erkeğe alışmaktan daha kolay.”
Bu korkuyla da sen bana el sallarsın ama yaşamak için bazen alışmak gerektiğini kabul etmek gerek!
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz