Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

Maymun Peri 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : Maymun Peri 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

Maymun Peri Empty Maymun Peri

Cuma Kas. 28, 2008 6:00 am
Bir varmış bir yokmuş, evvel
zaman içinde kalbur saman içinde güzel ülkelerden birinde, bir padişah
yaşarmış üç erkek evladıyla birlikte. Evlatları büyümüş, yakışıklı
birer delikanlı olmuş yıllar geçince. Derken, padişah oğullarının
mürüvvetini görmek istemiş:

“-Hadi evlatlar, buyurun evlenin” demiş. Demiş de, üç delikanlı, evlenecek kız görememiş çevrelerinde.
“-Hani padişah babamız,
kısmetimiz nerede?” diye sormuşlar, evlenecek kimsecikler
bulamayacakları endişesiyle. Padişah bu, bütün düğümleri çözmek onun
görevi. Düşünmüş nerede, nasıl bulabilir evlatlarının kısmetini.
Sonunda karar vermiş, üçünü de çağırtmış yanına. Birer ok ile yay
uzatmış onlara:


“-Atın bu okları. Okunuz kimin avlusuna düşerse, size o adamın kızını
alacağım” demiş. Delikanlılar arasında bir heyecan rüzgarı esmiş. Ama
delikanlı değiller mi? Yayı gererken elleri titrer mi?…Titrememiş tabii.

İlk atışı büyük oğlan yapmış.
Oku bir atmış, pir atmış. Ok gitmiş gitmiş , vezirin evinin avlusuna
düşmüş.Padişah hemen vezire adamlarını göndermiş, kızını istetmiş.
Vezirin kızı pek güzelmiş.Güzel olduğu kadar elinden iş de gelirmiş.
Kırk gün kırk gece süren düğün dernek ile büyük oğlan ile vezirin kızı,
mutlu mesut dünya evine girmiş.

Derken sıra ortanca oğlana
gelmiş.Ortanca oğlan da okunu atmış. Ok yaydan bir fırlamış, kaşla göz
arasında vekilin evinin avlusunu boylamış. Padişah hemen oraya da
adamlarını salmış. Vekilin kızı da alınmış. Vekilin kızı da vezirin
kızını aratmıyormuş hani. O kapkara ceylan bakışlı gözleri, o kapkara
kıvrım zülüfleri. Bir bakan bir daha dönüp bakar, bakışları çok can
yakarmış. Kırk gün kırk gece düğün dernek,ortanca oğlan ve vekilin kızı
için de yapılmış, düğünün güzelliği de dillerde yankılanmış.

Sonunda sıra küçük oğlana
gelmiş. Küçük oğlan almış okunu, şöyle güzelce germiş yayını. Gerilen
yayı değil, gönül teliymiş sanki.Tam bırakacak, oku, kaçıp kısmetini
bulacak, güneş bulutların arasından başını uzatmış, küçük oğlanın
gözünü almış. Oğlan bir an ne olduğunu anlamamış, gözleri kamaşmış, tam
o sırada ok yaydan kurtulmuş, almış başını, taa ormana doğru fırlamış.
Sonra ağaçların arasına düşmüş kalmış. Küçük oğlan hemen ormana koşmuş,
okunu bir maymunun elinde bulmuş. Maymun bir yandan oku kemiriyor, bir
yandan da küçük oğlana gülümsüyormuş.

Tam o sırada büyük ve ortanca
oğlanlar gelmişler kardeşlerinin peşi sıra. Bir maymun görüverince
karşılarında, gülmeye başlamışlar. Bu maymun senin kısmetin, bu
maymunla evlenmek zorundasın diye, kardeşlerini maymunla evlenmek
zorunda bırakmışlar. Küçük oğlan kimselere gösterememiş eşini. Ormanda
maymunla birlikte yaşamaya başlamış. Ama ağabeyleri rahat durmamış:

“-Babamız evinize gelmek istiyor” diye küçük oğlanı kandırmış. Bunu duyan küçük oğlan, karısı maymunun yanına varmış:
“-Babam evimize gelmek istiyormuş, ne yapacağız?” diye dert yanmış. Maymun hiç telaşlanmamış:
“-Babana, istediğin adamlarını
al ve filan dağa git de” demiş. Padişah, söylenen dağa gitmiş.
Beraberinde adamlarını da getirmiş.Bir de bakmışlar dağda, her birinin
atı için bir altın kazık çakılı. Yemek vakti sofra ise, kurulabilecek
bütün sofralardan farklı. Yemekler altın tabaklarda, altın çatallar
kaşıklar yanlarında. Böyle yemek yemek pek de keyifliymiş ya, yemek
bittikten sonra da herkesin yediği tabak, atını bağladığı kazık kendine
kalınca keyifler katlanmış, ağabeyler şaşırmış.

“-O zaman” demişler “babamızın, eşlerimizi de çağırmasını isteyelim. Maymun geldiğinde biraz gülelim.”
Gerçekten de çok geçmemiş,
padişah oğullarını eşleriyle birlikte saraya davet etmiş. Küçük oğlanın
paçaları tutuşmuş bu davet karşısında. Yine soluğu almış maymun
karısının yanında:

“-Şimdi ne yapacağız, babam
çağırıyor” demiş. Maymun sonunda beklediği gün geldiği için heyecanlı
ama görünüşte oldukça soğukkanlı, kocasının , misafir ağırladıkları
dağa çıkıp “Gülnar” diye bağırmasını istemiş. Küçük oğlan, denileni
yapmış;

“-Gülnaar” diye bağırmış. Karşısına öyle bir peri çıkmış ki, dayanamamış, bayılmış. Bir süre sonra ayılınca peri:
“-Ben senin karın Gülnar’ım”
deyip postunu oğlana vermiş sonra devam etmiş: “Yıllardır bu postu
çıkarmak için senin gibi bir şehzade ile evlenmeyi ve padişahın
sarayına davet edilmeyi bekliyordum. Hadi gidelim. Ama bu postuma sahip
ol. Onu sakın çaldırma. Çaldırırsan beni bulamazsın.” demiş.

Saraya gitmişler, Padişahçın
huzuruna gelmişler. Padişah, ağabey, ağabeylerinin karıları,
görüverince küçük oğlanın eşsiz benzersiz karısını, düşüp bayılmışlar.
Ayıldıklarında, yiyip içip eğlenmişler.

Karısının postunu sıkı sıkı
saklayan küçük oğlan ile eşsiz benzersiz güzellikteki maymun perinin
kırk gün kırk gece süren düğünleri yapılmış. Onlar ermiş muradına biz
çıkalım kerevetine.

Gökten üç elma düştü biri bana, biri sana, biri kısmetine inananlara.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz