Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
romaryu
romaryu

Van Tarihi ve Genel Bilgileri 1210
Erkek Yengeç
Köpek
Mesaj Sayısı : 427
Doğum tarihi : 07/07/82
Yaş : 41
Nerden : Kalbinin Derinliklerinden
İş/Hobi : bilgisayar kurdu
İleti : Kızgın Adam
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 08/11/08
http://muradiyeforum.net

Van Tarihi ve Genel Bilgileri Empty Van Tarihi ve Genel Bilgileri

Salı Kas. 18, 2008 11:03 am
KONUM
Van dünya üzerinde, 42 derece 40 dakika ve 44 derece 30
dakika Doğu boylamları ile, 37 derece 43 dakika ve 39 derece 26 dakika
Kuzey enlemleri arasındadır. Türkiye üzerinde ise, Doğu Anadolu
Bölgesi' nin Yukarı Murat-Van Bölümü' ndeki Van Gölü kapalı
havzasındadır. Kuzeyden Ağrı ili, Doğubeyazıt, Diyadin ve Hamur
ilçeleri; batıdan Van Gölü ile Ağrı ilinin Patnos ilçesi, Bitlis' in
Adilcevaz, Tatvan ve Hizan ilçeleri; güneyden Siirt' in Pervari,
Hakkari ili, Beytüşebap ve Yüksekova ilçeleri ile komşudur. Doğusunda
ise İran Devleti sınırı yer alır. İl, toprakları 19.069 km kare olan
yüzölçümü ile Türkiye topraklarının %2,5' ini oluşturur. Van, yüzolçümü
bakımından Türkiye' nin 6. büyük ilidir. Van, Doğu Anadolu bölgesi' nin
volkanik dağlarla kaplı çukur kesiminde bulunan Van Gölü' nün doğu
kıyısına 5 km uzaklıkta çok az meyilli bir arazi üzerine kurulmuştur.
Rakım yüksekliği yaklaşık 1725m'dir. Türkiye' nin en büyük gölü olan
Van Gölü, yüksek dağların ortasında bir çöküntü durumundadır. Çevredeki
yüksek dağlar Van ilinin sınırını oluşturur.


İKLİM
Doğu
Anadolu'nun iklimi, şiddetli karasal olmasıyla dikkati çeker. Bu
karakter, bölgenin merkezi boyunca, doğuya doğru gidildikçe, yani çevre
denizlerin etki alanlarından uzaklaşıldıkça daha da belirginleşir.
Bölgede kışlar özellikle çok uzun, şiddetli ve karlıdır. Buna karşılık
yaz mevsimi çok kısa olmakla birlikte, bölgenin en kuzeyindeki yüksek
platolarda bile oldukça sıcak geçer.
Karasallığın en basit ifadesi
olan en sıcak ve en soğuk ay ortalamaları arasındaki farklar:
Türkiye'nin kıyı bölgelerinde 20°'yi aşmadığı halde, Doğu Anadolu
Bölgesi'ne doğru gittikçe artarak kuzeydoğu kesiminde 30°'nin üzerine
çıkar. Bu bakımdan Van Gölü çevresi, bölgenin diğer birçok kısmında
rastlanılmayacak derecede düşük karasallık değerleri gösterir. Nitekim
yıllık fark Bitlis'te 26°, Hakkari'de 28.5°, Ağrı'da 31° ve Muş'ta
32.5° olduğu halde Van Gölü çevresindeki istasyonlarda 25° civarındadır.


DOĞAL BİTKİ ÖRTÜSÜ
Doğu
Anadolu, İç Anadolu ile İran arasında, büyük bir kısmı doğal orman
sahasına dahil bir ada gibi yükselir. Bu durum, İç Anadolu ve İran'a
göre Doğu Anadolu'nun daha nemli olmasından kaynaklanır. Ormanların alt
sınırı herşeyden önce nemlilik derecesine bağlıdır. Bu sınır bölgenin
batısında 1100-1400 m iken, doğusunda 1800-1900 m'ye kadar çıkmaktadır.
Bölgenin başka bir özelliği de ormanların üst sınırının çok yüksek
olmasıdır. Bölgenin batısında ormanların üst sınırı 2400 m, doğusunda
ise 2800 m kadardır. Hatta Akdeniz'den gelen nemli hava akımlarının bu
bölgeye kolayca sokulduğu, Bitlis oluğunun tam karşısına denk gelen
Nemrut Dağı’nın güney yamaçlarında, çalılık halinde meşeler yayılırken,
kalderanın içinde meşelerden, yabani meyve ağaçlarından, kavak ve
huşlardan oluşan bir orman görülür. Bu orman, kalderanın dik olan iç
duvarlarında yer yer 2900 m'ye kadar çıkar ki bu, ülkemizde tesbit
edilmiş olan en yüksek orman sınırıdır. Doğu Anadolu'daki ormanlar
genellikle şiddetli ve uzun kışlara ve fazla olmayan yağış miktarına
uyum sağlamış, soğuğa dayanıklı, seyrek ve orman altı çok zayıf, kuru
ormanlar halindedir.
Van Gölü çevresi, insanlık tarihinin en eski
zamanlarından beri yerleşilmiş bir sahadır. Bu nedenle, yörede bitki
örtüsü insanlar tarafından büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Yüzyıllarca
süren tahrip sonucunda Anadolu'nun çoğu yerinde olduğu gibi, Van Gölü
çevresinde de asli bitki örtüsü bozulmuş, bir yerde, özellikle ormanlar
ortadan kaldırılmıştır. Nitekim, tarihi belgeler de bunu
ispatlamaktadır. M.Ö.8. yüzyılda, bugün çıplak olan Van-Hakkari
yöresine bir sefer düzenleyen Asur hükümdarı, bu yöredeki sazlık kadar
sık ormanları kestirdiğinden bahsetmektedir. Eskiden buraların ormanlık
olduğunu gösteren başka bir delil de, günümüze kadar ulaşan orman
bakiyeleridir. Bu ormanlara özellikle Başkale-Gevaş arasında rastlanır.


YER ŞEKİLLERİ
Van
Ovası ve yakın çevresi, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Van bölümü'nde,
tektonik ünite olarak ise Toros Orojenik Kuşağı'nın doğu bölümünde yer
almaktadır. Doğu Anadolu Bölgesinin bir alt bölümünü teşkil eden Van
bölümü morfolojik bakımdan üç üniteye ayrılabilir. Bunlar: Van Gölü'nü
güneyden bir duvar gibi kuşatan Güneydoğu Toroslar, doğuda ortalama
yükseltisi güneye nazaran daha alçak olan Van Dağları, batı ve kuzeyde
ise kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda bir hat üzerinde yer alan volkan
konileridir.
Van Bölümü'nün güney kesimi Güneydoğu Toroslar ve
bunların doğudaki uzantısı üzerinde bulunan Gevaş dağları ile
çerçevelenmistir. Bu kısımda 3000 metreyi geçen bir çok tepeler vardır
(Artos Dağı 3475 m.) Yine bu kısımda arazinin durumu, kıyının şekli
üzerine etki etmiştir. Öyle ki, Van Gölü'nün en girintili çıkıntılı
kısımları güney kıyılarıdır. Bazı dere ağızları bir tarafa bırakılacak
olursa (Hoşap Suyu, Arpat Çayı ağızları gibi) kıyı genellikle yüksektir.
Van
Gölü kapalı havzasının güneyini bir çok yerlerde 2500-3000, bazı
yerlerinde ise 3500 metreye yakın yükseklikteki dik yamaçlı dağ
sıraları çevirir. Temeli birinci jeolojik zamana ait şist ve kalker
gibi kayaçlardan meydana gelmiş bulunan ayrıca, yer yer ikinci ve
üçüncü jeolojik zamana ait türlü kayaçları da (özellikle serpantin,
kalker ve marn) içine alan bu dağların Van Gölü çanağına doğru değişik
uzantılar halinde sokulması, gölün güney kıyısının çok girintili ve
çıkıntılı olmasına ve birçok yerlerinde de yüksek kıyıların ve
falezlerin oluşmasına sebep olmuştur.


DAĞLAR
Van ilinde
dağlar toplam alanın %53' ünü kaplar. İl alanı volkanik oluşumlu
dağlarla çevrilidir. Van' ın kuzeyinde yer alan Aladağ (3.255 m) ve
Tendürek Dağı (3.542 m) Ağrı iline sınırdır. Tendürek Dağı' nın
doğusunda, güneye doğru İran sınırına paralel olarak uzanan dağlar yer
alır. Düzenli bir şekilde uzanan bu sıradağların yüksekliği, Zap
Suyu’nun kaynağını aldığı Sorada Dağı’na kadar 3.000 m' yi geçmez. Bu
dağlar Eğriçay Deresi' nden başlayarak 2.600-2.700 m yükseltili bir
sırt oluşturur. Karabulak Dağı' ndan sonra bu yükselti, 2.900 m'ye
ulaşır. Deveci Geçidi' nin güneyinde yer alan dağların yüksekliği 2.750
m'dir. Bunların başlıcaları Dumanlı Dağ, Elağan Dağları, Kırklar Dağı,
Tavur Dağı ve Gelin-Güvey Kayasıdır.


GÖLLER
Van Gölü
60
bin yıl önce Nemrut Volkanı’nın patlaması ile Muş Ovası’nı da içine
alan büyük su kütlesinin özü Tatvan’da kapanmıştır. Böylece 4.zamanda,
Nemrut Dağı Volkanı'ndan çıkan lavlar, bir set oluşturarak Van Gölü
çanağının Muş Ovası ile bağlantısını kesmiştir. Çanakta toplanan
suların dışa akışı kesildiği için zamanla Van Gölü bugünkü şeklini
almıştır.
Van Gölü' nün kuzey ve batısı tümüyle volkanik dağlarla
çevrilidir. Güney çevresi yüksek dağlar, kristalin şitler ve paleozoik
arazilerle, doğusunda ise neojen tekneleri ve alüvyonlarla örtülü küçük
ovalarla çevrilidir. Çok sayıda koy ve burunlar vardır. Kuzey
kıyılarında çok güzel ve geniş kumsallara rastlamak mümkündür. Van
Gölü, ana yatak ve ona kuzeydoğuda geniş bir geçitle bağlanmış olan
büyük bir körfezden oluşur. Ana yatağın en geniş yeri olan Van-Tatvan
arası 125 km'dir. Gölün yüzölçümü 3.712 km2 dir. En derin yeri 451 m
olan gölün ortalama derinliği 171m ve denizden yüksekliği 1650 m'dir.
Van Gölü' nde büyük boyutlu toplam 4 ada vardır. Bunlar: Akdamar,
Çarpanak, Adir ve Kuş Adası’dır. Akdamar Adası Van Gölü' ndeki en büyük
ada olup, uzunluğu 1.5 km ve genişliği 500 m’dir. Bu adada tarihi
Akdamar Kilisesi bulunur.
Göl içinde, adalara ulaşımı sağlayan
tekneler ve Van-Tatvan arasında sefer yapan feribotlar çalışır. Van
Gölü, büyüleyici güzelliği, iskeleleri, koyları, yarımadaları ve
körfezleri ile tam bir deniz görümündedir. Bu nedenle çevre halkı, Van
Gölü' ne "Deniz" ismini sıkça kullanır. Van Gölü’nün suyu tuzlu ve
sodalıdır.
Van Gölü çevresinin dikkati çeken tarafı, az yağışlı bir
bölge olmasına rağmen su bolluğunun bir ifadesi olan göller yönünden
zengin oluşudur. Bunun nedeni, tektonik ve volkanik faaliyetlerin
oluşturduğu morfolojik yapıdır. Sayılan 10'u aşan irili ufaklı bu
göllerden Van, Erçek ve Nazik Gölleri, tektonik hareketlerin
hazırladığı, çöküntü alanlarına yerleşmiş akarsuların önlerinin
volkanik setlerle tıkanması sonucu oluşmuşlardır. Bunlardan sularını,
Sufresor (Yeniköprü) Deresi vasıtasıyla, Van Gölü'ne akıtan Nazik
Gölü'nün suları tatlı olduğu halde birer kapalı havza teşkil eden Van
ve Erçek Göllerinin suları tuzludur. Suları tatlı olan Nemrut ve Aygır
Gölleri volkan kraterleri içerisinde oluşmuşlardır. Buna karşılık Arin
Gölü (Sodalı Göl), Van Gölü'nden dar bir allüviyon seddi ile
ayrılmıştır ve suları tuzludur. Havzada yer alan Turna (Keşiş), Gövelek
(Ermanis) ve Sultan Gölleri gibi bir kısım göller ise Urartular'dan
kalma eski baraj gölleridir.

OSMANLILAR
1534-35 yillarinda
gerçeklestirilen Iran Seferi sirasinda Bagdat, Tebriz ve Van gibi
önemli merkezler Osmanli idaresine girmistir. Ancak Osmanli Devleti'nin
Macar Krali Ferdinand ile baslayan mücadelesi nedeniyle kuvvetlerin
Rumeli'ye kaydirilmasi sonucu, fethedilen yerlerden bazilari tekrar
Safevi'lerin idaresine geçmistir.
Kanuni Sultan Süleyman
idaresindeki Osmanli ordusu 29 Mart 1548 tarihinde Istanbul’dan hareket
ederek Iran üzerine yürümüstür. Erzurum üzerinden Adilcevaz'a
varildiginda Ulama Pasa ve Karaman Beylerbeyi Piri Pasa Van Kalesi'ni
kusatmak üzere oraya görevlendirilmislerdir.
15 Agustos 1548'de
padisahin otagi Van Ovasi’na kurulmus ve Sadrazam Rüstem Pasa'ya Van
Ka¬lesi'nin fethine baslamasi buyrugu verilmistir.
25 Agustos 1548
tarihinde Van Kalesi bir daha da el degistirmemek üzere Osmanli
egemenligine girmistir.Van Kalesi'nin fethinden sonra bölgenin
beylerbeyligi, Anadolu Defterdari Iskender Pasa’ya veril¬mistir. Bu
arada Vastan (Gevas), Ercis, Adilcevaz ve Ahlat da tekrar Osmanlilarin
eline geçmistir.

OSMANLI DÖNEMINDE NÜFUS VE ASKERI DURUM
Van'in
nüfusu hakkinda arsiv kaynaklarinin eksik olmasi sebebiyle, tam bir
bilgiye sahip olmamakla beraber 17.yy baslarinda Van sehrinin toplam
nüfusunun 35.000-45.000 civarinda oldugu ve bu nüfusun %70’inin
Müslümanlardan olustugu tespit edilmistir. Mezralarda ve sancaga bagli
merkezlerde yasayan nüfus da hesaba katilirsa bu rakamin
110.000-127.000 civarinda oldugu tahmini olarak ortaya çikar.
XVIII. y.y. SONRASI VAN
17.
Yüzyilin ikinci yarisindan itibaren, Van'da sosyal ahengin bozulmaya
basladigini görüyoruz. Siyasi otoritenin gücünü yitirmeye baslamasi ile
birlikte, Avrupa devletlerinin ihtiraslarinin artmasi sonucu
yüzyillarca birlikte yasayan Türkler ile Ermeni, Nasturi gibi etnik ve
dini bakimdan farkli olan insanlar arasina nifak tohumlari atilmistir.
Misyonerlik
faaliyetleri sonucunda, Van'da 3 Mart 1872 tarihinde ilk ihtilal örgütü
"Birlik ve Kurtulus" cemiyeti, 1878 yilinda da gizli bir ihtilal örgütü
olan "Kara Haç" teskilati, Van'da kuruldu. 19. Yüzyilin ikinci
yarisinda ise Van'da Ermenice gazete çikarilmaya baslandi.
Cumhuriyet
döneminde Van ve yöresinin, ülkenin imkanlari ölçüsünde, ekonomik ve
sosyal alanda yatirimlar yapilarak gelismesi saglanmis ve halen bu
durum devam etmektedir.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz