Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

GeziLecek YerLer 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : GeziLecek YerLer 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

GeziLecek YerLer Empty GeziLecek YerLer

Salı Kas. 18, 2008 5:06 am

Meteor Çukuru








Meteor Çukuru:



Doğubayazıt şehrinin 35 km. doğusunda, Gürbulak Gümrük Kapısı’nın 2 km. kuzeydoğusunda yer alır. derinlik ve büyüklük itibarıyla Alaska’daki Meteeor çukurundan sonra, Dünya’daki ikinci büyük meteor çukurudur.



Bu
çukurun, daha farklı iddialara karşın, 1892 yılında düşen büyük bir
göktaşı tarafından oluşturulduğu sanılmaktadır. Çünkü bu silindirik
doğal kuyu, Tersiyer kalkerlerini örten kalın ve çatlaklı bazaltlar
içinde, 100 yıl önce (1880-1885 yıllarında) geceleyin birden bire
açılmış, o gecenin sabahında Gülveren köyünün kaynak suları bulanık
olarak akmıştır. Çukurun açılması sırasında meydana gelen sarsıntı
geniş bir alanda hissedilmiştir
.


Derinliği 60 m.yi ve çapı da 35 m.yi
bulan söz konusu çukurun âdeta silindirik bir kuyu şeklinde olduğu
dikkati çekiyor. Çukurun iç kenarlarının düzenli şekilde kesilmiş oluşu
ve iç yüzeylerin kopma çizikleri taşıması, kuvvetli basınca bağlı bir
deformasyon olduğunu ifade etmektedir. Buna karşılık bu çukuru, Doğubayazıt – İran transit karayolunun
İran sınırı kesiminde, yol ile Gülveren köyü arsında bazalt lâvları ve
bazaltlar içinde açılmış bir çöküntü çukuru (bazalt dolini) olarak
değerlendirmektedir




Bununla
birlikte, sadece temel yapının kalker oluşunu esas alarak hareket eden
bu görüşe, bütünüyle katılmak mümkün değildir. Çünkü bazaltik
kayaçların kalınlığı yöreyi ilgilendiren stratigrafik dikme kesitlerde 120 m.den daha kalın gözükmektedir. Diğer yandan bazaltik lâvların doğal direnci bu çaptaki dairesel çökmelere izin vermeyecek özelliktedir. Ayrıca yöre
halkının da aynı konuda tarihî kayıtlara geçmiş gözlemleri vardır.
Belirtilen tarihte meydana gelen yer sarsıntısının yakın çevrede
şiddetli bir şekilde hissedilmesi bile, küçük bir bazalt dolininin bu
ölçüde sarsıntı oluşturamayacağını vurgulamaktadır.




Kültür
ve Turizm Bakanlığınca bu arada erozyonu önlemek ve çukurun içinin
toprakla dolmasını engellemek için proje çalışmalarımız devam
etmektedir. Bu bağlamda koruma alanında bulunan Meteor Çukurunun çevre
düzenlenmesi, gelen ziyaretçilerin dinlenebilmesi için park alanı
olacak şekilde çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca ilk etapta
çıkarılabilecek çöpler için çalışmalar yapılacak. Yakın zamanda bu planlar ve proje hayat bulur .




GeziLecek YerLer Meteor%20%C3%A7ukuru
Detone
Detone

GeziLecek YerLer 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : GeziLecek YerLer 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

GeziLecek YerLer Empty Geri: GeziLecek YerLer

Salı Kas. 18, 2008 5:07 am

Balık Gölü









GeziLecek YerLer Balikgolum
Ağrı – Kars- Iğdır arasında Aras güneyi sıra dağları ( Sinek yaylası) üzerinde volkanik bir arazide oluşan lav setti gölüdür.

Taşlıçay’a 28 ve Doğubayazıt’a 60 km. uzaklıkta (Taşlıçay D. Bayazıt ilçe sınırları arasında) ve yüz ölçümü 34. km. kare olan gölün derinliği 100 metreden fazladır. Deniz seviyesinden 2.250 metre yüksekliği ile yurdumuzun en fazla yüksekte oluşmuş tek gölüdür.

Göl
yatağındaki kaynaklar ve çevreden inen çay ve pınarlarla beslenir.
Gölün suyu tatlı ve temizdir. Fazla sular güney doğu ucundan gür güre
adıyla D. Bayazıt ovasına akar. Doğubayazıt ilçesinin içme suyu da bu
gölden gitmektedir.

Sazan
balığı ve ünlü kırmızı pullu (Kızıl alabalık) alabalığı vardır. Göldeki
Kızıl pullu balıklar kırık çıkık gibi ortepetik tedavilerinde ilaç
olarak kullanılır.

Gölün
çevresinde yazın karpuz çatlatan buz gibi pınarlar vardır. Balık
Gölünün etrafını çevreleyen buz gibi kaynaklar, Anadolu’ nun en güzel
sularıdır. Göl, doğal bir güzelliğe ve sade bir güzelliğe sahiptir.
Doğu Anadolu’ nun Abant’ ı sayılmaktadır. Gölün kuzey tarafında
üzerinde tarihi kalıtılar bulunan dört dekar genişliğinde küçük bir ada
vardır. Adaya motorlu ve kürekli kayıklarla gitmek mümkündür.

Gölün
kuzey doğusunda dört dekarlık tarihi yapı kalıntıların bulunduğu bir
adacık vardır. Çevresi ağaçsızdır. Güney kenarındaki küçük şeritler
halinde, düzlüklerde iyi çayır olur. Çok dik
olan batı kıyısı oldukça bitektir. Buralar orman kalıntılarıdır. Balık
gölü ilk bahar ve yaz mevsimlerinde doyumsuz bir güzelliğe kavuşur.

Kış mevsiminde gölün üzeri tamamen donar. Kalınlığı 20 cm.
olan buzların üzerinde hayvanlar arabalar bile geçer, burası buz
üzerinde yapılan kış sporları için elverişlidir. Gölün güney kısmında
plaj sitesi ve turistik tesisler vardır.

Balık Gölüne Taşlıçay merkezden Doğubayazıt Suluçem-Musum ayarımı üzeri yolları ile gidilmektedir.
Yazları günübirlik geziler için ideal bir mekândır. Tüm gürültülerden
uzak bir hafta sonu için; soğuk pınarları ve leziz alabalığı ile
misafirlerini beklemektedir.


Doğubayazıt'taki
Balık Gölü'nde araştırma yapan Avusturyalılar göldeki alabalığı ilk kez
burada gördüklerinden "bu endemik bir alabalık alt türü" sonucuna
varıyor. Aslında bu göldeki alabalık ile Abant alabalığı aynı türler.
Diagnostik (pul sayıları, solungaç dikenleri, omur sayıları) ve
morfolojik yapıları Abant alabalığıyle neredeyse aynı ve onun gibi
siyah benekli ve aynı desenli. Daha fazla araştırma yapıldığında büyük
olasılıkla iki göldeki alabalıkların aynı olduğu, Abant alasının
endemik olmadığı anlaşılacak.


Detone
Detone

GeziLecek YerLer 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : GeziLecek YerLer 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

GeziLecek YerLer Empty Geri: GeziLecek YerLer

Salı Kas. 18, 2008 5:08 am

İshak Paşa Sarayı










GeziLecek YerLer Ku%C5%9Fbak%C4%B1%C5%9F%C4%B1%202



Dogubeyazıt’ın 7 km güneydoğusunda, Eski Doğubeyazıt'ın kayalıkları üzerindedir. Sarayın harem girişi üzerinde bulunan kitabesinde;

Bin yüz ile doksan dokuz oldu buna tarih,

İshaka meram üzere kem kıl dü cihanı”

yazılıdır. Buradan yapının H.1199 (M.1784) tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

Kitabede
adı geçen İshak ise, II.İshak Paşa’dır. Yapı yaklaşık yüz yıllık bir
dönem içerisinde tamamlanmıştır. Dolayısıyla 1634-1680 yılları arasında
Beyazıt Sancakbeyliği’ni yapan Çolak Abdi Paşa döneminde yapının
imarına başlanılmış ve 1784 yılında II.İshak Paşa döneminde yapı
tamamlanmıştır. Yapı 99 yılda tamalanmıştır.


İshak
Paşa Sarayı, Saraydan öte bir külliyedir. İstanbul Top kapı Sarayından
sonra ikinci teşkilatlı saray sistemine sahiptir. Aynı zamanda yörenin
en büyük tarihi eseri ve en çok gezilen turistik yeridir. Son devirde
yapılan sarayların en ünlüsüdür. Doğubeyazıt ilçesinin 5 km.
doğusunda bir yamacın tepesinde kurulan saray Osmanlı İmparatorluğunun
Lale devrinde yapılmış son büyük anıt yapısıdır. Harem dairesi Topkapı
sarayı örnek alınarak yapılmıştır. Saray binasının oturduğu zemin vadi
yakasında olduğundan kayalık ve sarptır. Sadece doğu tarafında müsait
bir düzlük vardır. Bununla saray çevreye bağlanır ve saraya giriş çıkış
buradan sağlanır. İshak Paşa sarayının oturduğu bölge arazi olarak
doğudan batıya doğru inildikçe kademe kademe alçalır. Bu nedenle de
sarayı belli bir eksene yerleştirmek için kuzey ve güney batı
yönlerinde dolgular. yüksek teraslı duvarlar ve bodrumlar yapılmıştır.
Siyah yontma taşlarla alttan yukarıya doğru düzgün bir meyille örülen
terasların yüksekliği 15 metreyi bulur. Sarayın planında Türk Saraylar
Geleneği esas alınmıştır. Kapladığı alan 7600 m2
dir. Yapımının 99 yıl sürdüğü söylenmektedir. Bin teşkilatı iç içe iki
avlu etrafın da toplanmış birinci avlu etrafında bulanan yapılar büyük
tahribata uğradığından ayakta bulunan bölümleri restore edilmiştir.
Böylece sarayın “U” şeklindeki iki avlusundan birincisinin yalnız çevre
duvarları, ikincisinin ise karşılıklı olmak üzere odaları ve yıkılan
temelleri bulunmaktadır. Sarayın mimarisinde Osmanlı Fars ve Selçuklu
medeniyetlerinin ortak etkisi gözlenmektedir. Uzaktan bakıldığında
arazinin sertliğinden dolayı insana bir sertlik duygusu kazandır
maktadır. Bunun sebebi bir zamanlar çevresinde kurulmuş olan şehrin
aşağıya taşınmış olması ve çevresinin ıssızlaşmasıdır. Ancak tüm bu
sert ve ıssız görünümüne karşı sarayın iç ve dış mimarisindeki güzellik
yüreklere huzur bahşeden bir ifade taşımaktadır. Yüksek duvarlar
üzerine oturtulmuş olmasına rağmen sulh ve sükunu temsil eden bir
havası vardır. Saray eski kalelerin özelliğini kaybettiği ateşli
silahların geliştirilerek bol kullanıldığı bir çağda yapıldığından doğu
yönündeki tepelerden gelecek bir saldırıya karşı müdafaası zayıftır.
Cümle kapısı müdafaa bakımından en zayıf noktasıdır. Cümle kapısının
taş ve oymacılığı muntazamdır. Orijinalleri altın kaplama olan sarayın
kapıları Osmanlı-Rus savaşı sırasında Ruslar tarafından götürülmüş ve
halen Moskova müzesinde sergilenmektedir.Srayla ilgili bölümler aşağıda tanıtılmaktadır.


CÜMLE KAPISI

İshak
Paşa sarayının gerek plan gerekse cephe ifadesi bakımın dan gösterişli
bir varlığıdır. 11 sütunludur. İshak Paşa sarayı cümle kapısı çeşitli
mimarilerin kompozisyonu şeklindedir. Farklı mimarilerin birbirlerini
tamamlayan özellikleri bir araya toplanarak bütünlük arz eden bir yapıt
ortaya çıkartılmıştır. Plan kuruluşu bakımından Barok olan bir kitleyi
Barok-Rokoko, Selçuklu ve Osmanlı tenziyatı ve mimari unsurlarından
alınmış çeşitli elementlerle bir araya getirilerek bu unsurlar
birbirlerine 1 yakıştırılmakla, cepheyi gösteriş bakımından zenginleşti
isterken yapıcılık unsurlarının aksatılmaması da başarılmıştır. Cümle
kapısında süs unsuru olarak taban oyuğu üzerinde, k abartma yapraklarla
süslü madalyonlar vardır. Kapının iç cephesi bir tarafında çeşme diğer
tarafında kapıcının oturduğu kulübe ile avluyu açılmaktadır. Klasik
Türk çeşmelerinden olan bu çeşme halen akmaktadır.


HAMAM

Hamam
planı iki gözden oluşmuştur. Bunlardan birisi yıkanma diğeri ise
giyinme yeridir. Her ikisinin üstü kubbelidir. Kubbelerin orta
tavanları çöktüğünde bu hamamların ışıklandırılması hakkında sağlıklı
bir bilgi bulunmamaktadır.




İSHAK PAŞA SARAYİ CAMİİ

Harem
ile selamlık daireleri arasında yer almaktadır. Camiye selamlık
kısmından büyük bir ustalıkla yapılmış sanat eseri sayılabilecek bir
kapıdan giriliyor. Caminin kıble istikameti saray binasının ilk göze
çarpan yeri olduğundan bütün ağırlığın camiye verildiği kanısı hasıl
olmaktadır. Manevi bir korkudan olsa gerek sarayı tahrip edenler camiye
fazla dokunmamışlardır ama kurşun ve maden çemberlerini söküp götürmek
maksadı ile caminin son cemaat yerindeki ve harem kısmındaki iki direği
yıkmışlardır. Caminin içinde yer alan mihrap, derin bir iniş teşkil
eder. Mihrabın yanında bir balkon gibi kurulmuş plan minbere çıkılır.
Caminin kubbesi içten sıvalı, ayrıca alt kısmında oldukça yüksek bir
tanbur bulunmak tadır. İçten kubbenin sıvaları üstüne ağaç ve çiçek
tasvir eden rokoko tarzında işlemeler yapılmıştır. Camin kubbesi
incelenmeye değer olup. kubbenin etrafında rahatça dolaşmaya müsait bir
teras bulunmaktadır. Caminin genel mimarisi plan bakımından barok,
işleme unsurları bakımından rokokoyu andırmaktadır. Caminin minaresi
başlı başına bir abide görünümündedir. Yapılış tarzı tamamen Türk
üslubu olup kaidesi kare planlıdır. Alttan üste doğru sekiz köşeli bir
durumdan yuvarlak bir gövdeye geçilmektedir. Açık krem ve kırmızı ahlat
taşla örülmüş petek petek şerefe olup şerefe korkuluğunun inceliği
minarenin kalın olan havasını değiştiriyor. Taş özgülü külah üzerine
tunç bir alem bulunmaktadır. Minareye içten 92 basamakla çıkılmaktadır.


SELAMLIK DAİRESİ

İshak
Paşa Sarayında selamlık dairesinden pek az kısmı ayakta kalmıştır
İkinci avlunun sağ tarafında yer alan cami ile bitişik harap bölgeler
kalmış bulunmaktadır Selamlık dairesinde avlunun sağ tarafına, yapılmış
değerli bir kapı ile giriliyor. Yedi basamaklı bir merdiven ile
çıkıldıktan Sonra üzeri tonozlu uzunca bir hole ulaşıyoruz Selamlık
dairesindeki salonun uzunluğu18 m’dir. Bu dairenin en ilginç kısmı
cumbalı köşkün bulunduğu yerdir. Bu kapıdan kalabilmiş ve yerinde
bulunan dört ahşap konsol, Urartulardan kalma kalıntılara bakacak bir
şek ilde yerleştirilmiştir. Bu konsüllerin üst kısmında bir kartal tasviri, alt tarafında bir insan baş ve gövdesi, Ortasında
ise bir aslan yer almaktadır. Ahşap konsüllerin bulunduğu yer
itibariyle Tanrının tüm yeryüzü ve gökyüzünün sorumluğunun insana
yüklendiği düşüncesinin yanı sıra figürlerden İnsanın
; aklın üstünlüğünü ; aslanın; gücü, kartalın ise Yırtıcılığı ve hava
hakimiyetini simgelendiği ifade edilmektedir. Bu ölçülü köşkün ahşap
olduğu, kalan izlerden anlaşılmaktadır. Selamlık kısmında ayrıca cami ve bitişik dört oda daha bulunmaktadır.






MERASİM VE EĞLENCE SALONU

Dikdörtgen
planlı olup salon ikişer sütuna bindirilmiş üçer kemerle üç kısma
bölünmüştür. Etraf duvarları süslü nişlerle kaplıdır. Nişlerin
üstlerinde saray ahalisini öven kitabeler mevcuttur. Salon ışığını
tavandan almaktadır. Burasının aynı zaman da paşanın kabul salonu
olarak da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu salonda plan ve mimari
olarak Barok ekolunun özelliklerini taşımaktadır.


TÜRBE BİNASI

Caminin
kıble duvarı dışına kurulmuştur. Türbenin İshakpaşa’nın anne ve
babasına ait olduğu söylenmektedir. Tür- benin en ilginç yanı, mezar
odası girişi sağlayan sahanın üstün deki kümbettir. Kümbet azda olsa
Selçuklu kümbetlerini andırır. Kaidesi siyah taştan olup, diğer
kısımları krem rengi kalker taşındandır. Cephe barok sitilindedir.
Süslü kitabelerin yanı sıra oyuk içlerinde vazolardan çıkan çiçekli
dallar zengin ve gösterişli bir görünüm vermektedir. Dik bir merdivenle
türbenin mezar odasına inilmektedir.




AŞEVİ-MUTFAK (DARUZZİYAFET)

Aşevi 100 m2 kadar yer kaplar. Çatı örtüsü dört büyük kemerin karşılıklı kurulması ile
oluşmuş ilginç bir yapıdır. Geniş saha içerisinde güneye bakan iki
penceresi, diğer duvarlardan çeşitli yönlere açılan kapıları ile keçek
bir aş ocağı vardır Aşevini yanından baremin banyoları buradan da
haremin salon ve o dalarına geçilebilir.


HAREM DAİRESİ

Sarayın
kuzeyde bir kısmının batıda tamamını kaplayacak şek ilde harem odaları
sıralanmıştır. Odalar günümüzdeki kalıntıları ile iki katlı bir
görünüme sahiptir. Ancak iç kısmı fazlaca yıkık olduğundan dolayı zemin
kattaki bölümleri incelenebilir. “L” şeklindeki 12 odanın hemen hepsi
aynı biçimdedir. Her birinin dış manzaraya bakan iki penceresi ve
bunların arasında birer şömine mevcuttur.
Detone
Detone

GeziLecek YerLer 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : GeziLecek YerLer 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

GeziLecek YerLer Empty Geri: GeziLecek YerLer

Salı Kas. 18, 2008 5:08 am

Nuh'un Gemisinini İzi












GeziLecek YerLer N





Nuhun Gemisi ise daha çok dış turizme yönelik olan inanç merkezidir. Ağrı
dağının güney karşısındaki Telçeker ile Üzengili köyleri arasında doğal
bir anıttır. Aslında bu anıt, gemi biçiminde bir şekil, iz (siluet)
dir. Kalıntı, Türkiye- İran Transit yoluna 3.5 km. mesafededir.


Nuh
tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı öne
sürülmektedir. Buranın halk arasındaki adı, Cudi dağıdır ve Cudi
sıradağlarının son kalkasıdır. 1983 yılından itibaren kutsal geminin
kalıntılarını burada arama çalışmaları hızlanmıştır. Başta James İrwin
olmak üzeri Amerikalı araştırmacılar burayı çok yönlü incelemişlerdir.
Türk bilim adamları ( ****** Üniversitesi ve MTA Enstitüsü elemanları)
da bu oluşumu bilimsel yönden incelemişlerdir. Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklar Yüksek Kurulu 17 Eylül
1987 tarih ve 3657 sayılı kararı ile gemi kütlesinin “ korunması
gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı” özelliği gösterdiğini
belirtildiğinden, burası doğal sit alını ve açık hava müzesi olarak
koruma altına alınmıştır. Geminin kalıntısı kuş bakısı görecek bir yere
turistik nitelikli bir kafeterya yapılmıştır.




11 Eylül 1959 günü harita yüzbaşısı İhsan Durupınar,
Doğu bölgesinin havadan çekilmiş fotometrik haritalarını tetkik ederken
ilginç bir resmi buldu. Resim bütün dünyayı ilgilendiriyordu. Bunun
Nuh’ un gemisi olma ihtimali vardı. Bu tarihten sonra Ağrı dağı ve
Telçeker köyü üstündeki heyelan bölgesinde gemi aramaları hızlandı.

Heyelan
bölgesi, Ağrı dağının tam güney karşısında, D. Bayazıt- Gürbulak
yolunun güneyinde, Telçeker ve Üzengili köylerinin yamaçlarındadır.
Burada gemi biçimli bir şekil vardır ki, harita yüzbaşısının üzerinde
durduğu toprak şekil budur. İlk bakışta gerçekten gemiye benzeyen bu
yapının heyelanın etkisiyle mi, yoksa Nuh’ un gemisinin karaya oturduğu
yer mi olduğu henüz tartışma konusudur. Şekil Nuh’ un gemisi olması
kadar ilginç olmakla beraber, doğal anıt niteliğindedir. Yer kabuğunun
bir oyunu sonucunda oluşsa dahi, şekil yer bilimleri açısından da
ilginçtir.



Nuh’ un Gemisinin Fiziksel Özellikleri



Gemi
kütlesi, sürekli heyelan olan ve akıntının bütün şiddetiyle devam
ettiği yamaçta olduğu halde, yerinde basit kalmış, şekil bozulmamıştır.


Kütlenin
biçimi, insanoğlunun yaptığı ilk gemilere benzerlik göstermektedir. Baş
tarafı çok dar, arka kısmı ortaya doğru daralmış haldedir.


Boyut olarak 165 m. x 50 m. x 13 m. ölçüsündedir. ( Bu rakamlar, kutsal kitaplarda belirtilen ölçülere uymaktadır.)

Çevresini oluşturan toprak toprak kıyasla; gemi kütlesinin malzemesi kuvvetli bir fiziksel mukavemete sahiptir.

Gemi
içinde ve yüzeyinde üç ayrı seviyede dizilmiş, eşit aralıklarla
dağılmış ve fiziksel farklılıklar gösteren bölümler mevcuttur.


Geminin muhtelif yerlerinde gemi direklerini andıran boşluk ve tümsekler vardır.
Detone
Detone

GeziLecek YerLer 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : GeziLecek YerLer 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

GeziLecek YerLer Empty Geri: GeziLecek YerLer

Salı Kas. 18, 2008 5:10 am
Ağrı
Dağı, bir doğa harikası olarak, jeolojik konumunun yanı sıra, kutsal
kitaplarda yer alan Tufan’dan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği
yaptığı inanışı dolayısıyla efsanevi kimliğiyle de ön plana çıkan bir
dağdır.
Kutsal kitaplarda da adı
geçen bu dağ, birçok dilde farklı adlarla anılmaktadır. Bunların
başlıcaları, Ararat, Kuh-i Nuh, Cebel el Haris'tir.

Marco
Polo'nun yazılarında, hiçbir zaman çıkılamayacak bir dağ diye sözünü
ettiği bu görkemli dağa ilk tırmanış, kayıtlara göre 9 Ekim 1829
yılında Profesör Frederik Von Parat tarafından gerçekleştirildi. Türk
dağcıların dağa ilk kış tırmanışı ise çok daha geç bir tarihte, 21
Şubat 1970'de Dağcılık Federasyonunun eski başkanlarından Dr. Bozkurt
Ergör tarafından gerçekleştirildi. Bilindiği kadarıyla kalabalık bir
ekip halinde denenen tırmanışta yalnızca Dr. Bozkurt Ergör zirveye
ulaşmayı başardı. İzleyen yıllarda özellikle de 1980'li yılların ikinci
yarısında başarılı kış tırmanışları gerçekleştirildi. Kış koşulları çok
fazla dağcının zirveye ulaşmasına izin vermese de 1980'li yılların yaz
aylarında binlerle ifade edilebilecek sayıda yabancı dağcı bu dağı
ziyaret etti.

Gerek yerli
gerekse yabancı tüm dağcılar arasında Ağrı Dağı'na solo kış çıkışı,
dağcılar için büyük adrenalin kaynağı ve başarı sebebi olarak kabul
görmektedir. Dağın coğrafi yapısı nedeniyle çok sert fırtınalara hedef
olması ve hızla değişebilen hava koşulları nedeniyle, kış aylarında
yapılacak bir solo tırmanış halen dağcıların önünde bir hedef olarak
durmaktadır.


Ağrı’ya
tırmanış 1990 yılında yasaklandı. 1998’de Dağcılık Federasyonu’nun bir
grup dağcıya izin vermesiyle bu yasak kaldırıldı. Küçük ve Büyük Ağrı
Dağları Bakanlar Kurulu Kararı ile Nisan 2000 tarihinde I.Derece Askeri
Yasak Bölge kapsamından çıkarılıp, II. Derecede Askeri Bölge kapsamına
alındı. 2004 yılında 105bin 600 hektar alanda
Milli
Park ilan edilen Ağrı Dağı’na çıkışlar, izne tabi olan dağlar kapsamına
alındı. İzinler, ekip sorumlusu ve profesyonel dağcının adını mutlaka
belirtmek şartıyla, Ağrı Valiliği Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne
yapılacak yazılı başvuru ile bir gün içinde alınması mümkündür.



Jeolojik Yapısı
Volkanik
bir dağ olan Ağrı Dağı bilindiği üzere ülkemizin en yüksek dağıdır.
Ancak sanılanın aksine tek bir kütleden oluşmaz. Çevresi yaklaşık 130
kilometreyi bulan bu dağ 3000 metreden sonra ikiye ayrılır ve Büyük
Ağrı ve Küçük Ağrı olarak adlandırılır. Büyük Ağrı'nın zirvesi ve
krater kalıntısı geniş buzulların altındadır. Küçük Ağrı'nın ise buzul
hareketleri ve erozyonlar sonucu krater çanağı yok olmuştur. Bu nedenle
3896 m yüksekliğinde olan Küçük Ağrı Dağı oldukça sivri bir yapıdadır.




Büyük
Ağrı Zirvesi ise birbirine yakın iki ana zirve bloğundan oluşur. Güney
ve batı yüzlerinde 4800 metreden itibaren daimi buzullar dağı kaplar.
Dağın diğer yüzeylerinde ise buzullar daha da aşağılara kadar
ilerlemektedir.


Yükseklik :

5137 m.

Konumu :

Doğu Anadolu'da İran sınırları yakınında yükselir. (Aras-Murat Nehirleri arası)

Tırmanış Zamanı:

Tırmanışlar İçin En Uygun Zaman Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Kış tırmanışları zorlu ancak zevklidir.

Özellikleri :

Ağrı dağı(5137 m.),
Anadolu Yarımadası ve Avrupa'nın en yüksek doruğudur. 4000 metreye
kadar bazalt daha sonra sonraki yükseklikte andezit lavlarından
oluşarak volkanik bir dağ özellikleri gösterir. Dağın doruğunda bir
örtü buzulu vardır. Doğu yüzünde Serdarbulak yaylası ve 3896 m.
yükseklikteki Küçük Ağrı Dağı yer alır. Ağrı dağı yüksekliği,
buzulları, insanları, değişik yapısal görünümleri, kar sınırına kadar
kaplı otlukları ve dağ çayırları ile ilginç ve çekici bir görünüme
sahiptir.
Tırmanışta fotoğraf makinenizi ve Kameranızı unutmayınız.



Ulaşım ve Konaklama :

Trabzon-Erzurum-Tahran
Uluslararası kara yolları Ağrı eteklerini dolanarak İran'a uzanır.
Ankara-Ağrı arasında düzenli olarak hava ve karayolu bağlantısı
mevcuttur.


Dağa
en yakın merkez Doğubayazıt’tır. Buraya Ağrı, Erzurum ve Van’ dan
ulaşmak mümkündür. Kent ve çevresinde her bütçeye uygun konaklama ve
lokanta tesisleri vardır.

Tırmanışlar

Malzemeler:



60-80 lt. sırt çantası, 30-40 lt. tırmanış çantası, en az -10 dereceye dayanıklı uyku tulumu, mat, Krampon ve dağ ayakkabısı, krampon takılabilir ayakkabı, HMS karabina (bir adet), kilitli karabina (bir adet), Buz Kazması, Perlon, Buz Burgusu, Emniyet Kemeri, tırmanış kaskı, pursik ipi (2 metre),
Polar giysi, Tırmanış ceketi, Gore-Tex veya benzeri giysi, bere,
eldiven, tozluk, dağ gözlüğü, fener(yedek pil ve ampulu de olsun),
güneş kremi,kişisel ilaçlar ve rehberinizin belirteceği diğer emniyet
malzemeleri...


Ttırmanışta
sürekli yanınızda şahsınıza ait matara, termos ile yemek için çatal,
kaşık, bıçak(Cam veya porselen olmasın)almayı unutmayınız.En ufak
eksiklik sinirlerinizi gerer.


Bunların
dışında Çadır, tırmanış ipi, tırmanış için gerekli istasyon
malzemeleri, telsizler, kapsamlı ilk yardım malzemelerini de dağ
rehberinizden veya sizi çıkarak firmadan istemeyi ve bu malzemeleri
görmeyi unutmayınız.



ROTA

Ve

ÇIKIŞLAR:

Tırmanış güzergâhı için mutlaka AĞRI- DOĞUBAYAZIT klasik güney rotasıdır.

(-5,
-10º C'ye) dayanaklı uyku tulumu, anorak, rüzgârlık, diğer kamp
malzemeleri ile gerekli ihtiyaçlar, Dağcıların çıkışları izne tabi olan
Ağrı ve Küçük Ağrı dağlarına tırmanışlarında şu noktalarından hareket
etmeleri zorunludur.


*
Ağrı dağına çıkışlar Doğubayazıt - Topçatan köyü - Eli Çiftliği
güzergâhından olmak şartıyla yalnızca dağın Doğubayazıt sınırları
içinde kalan cephesinden yapılmaktadır.


*
Küçük Ağrı Dağına ise yalnızca kuzeybatı güzergâhından çıkış
yapılmaktadır. Ağrı Dağı doruğuna tırmanmak için haberleşme, taşıma
güvenlik ve tırmanma açısından en rahat ve sık kullanılan rota Klasik
güney rotasıdır.


*
Doğubayazıt’ta konaklayan dağcılar tırmanış için gerekli hazırlıkları
burada tamamlayarak otomobil ile Eli köyüne ulaşırlar. Burada su ikmali
yapıldıktan sonra 7-8 saatlik bir yürüyüşle 3200m. yükseklikteki ilk
kamp yerine varılır ve burada geceleme yapılır. 2. gün 4-6 saatlik bir
tırmanışla 4200m. dolaylarında ikinci kamp yerine ulaşılır. Doruk
tırmanışı için krampon, buz kayması ve ip alınması zorunludur. 8-10
saatlik tırmanışla doruğa ulaşılır ve birinci kamp yeri olan 3200m. ye
dönüş yapılır.
Kışın ise buna kar koşullarına göre 2000metre civarında bir kamp daha ilave etmek gerekebilmektedir.



Türkiye’nin Çatısına tırmanışta hafızanızda saklı tutacağınız bulunduracağınız önemli telefonlar numaraları…Cep telefonunuzu ve en az iki adet yedek batarya almayı unutmayınız…

Ağrı Valiliği : 0472- 2151001

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü : 0472- 2151341

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü : 0472- 2153918

İl Jandarma Komutanlığı : 0472- 2151148

İl Emniyet Müdürlüğü : 0472- 2152356

Doğubeyazıt Kaymakamlığı : 0472- 3126003
Detone
Detone

GeziLecek YerLer 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : GeziLecek YerLer 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

GeziLecek YerLer Empty Geri: GeziLecek YerLer

Salı Kas. 18, 2008 5:11 am

Dambat Kaplıcası








Murat nehrinin kıyısında olup, Ağrı Merkezine 5km. uzaklıktadır.Yerden fışkıran

Kükürtlü
suyun ufak çapta sürekli değişmekle kapalı bir yerdedir. Özellikle
romatizma, yara deri ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. Böylece
bazı hastalıklara şifa konumundaki bu su fazla kapalı bir yerde
tutulduğunda şifa özelliğini kaybetmektedir. Ayrıca maden suyu
kıvamındaki kaynak suyu böbrek, bağırsak ve mide hastalıklarına iyi
geldiği tecrübe edilmiştir.




Ayrıca kırık köprü ve
civarındaki çay yerli halk tarafından piknik ve dinlenme yeri olarak
kullanılmaktadır. Özellikle karayolu ile seyahat edenler Ağrı
Havaalanın hemen altında yer alan bu çeşmelerde içmeden geçmezler
.
Detone
Detone

GeziLecek YerLer 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : GeziLecek YerLer 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

GeziLecek YerLer Empty Geri: GeziLecek YerLer

Salı Kas. 18, 2008 5:11 am

Buz Mağarası








Küçük Ağrı Dağı’nın güney eteğinde Hallaç köyünün yaklaşık 3 km
kuzey doğusunda, meteor çukuru ile aynı lav tüneli sistemi üzerinde
bulunan doğal bir anıt mağarasıdır. Mağara, uzun eksenli, elips
biçiminde, yaklaşık 100 m uzunluğunda, 50 metre genişliğindE, 8 m
derinliğinde elips biçimli bir çukurdur.
Mağaranın ağzı esas çukura göre biraz yukarıda kalmaktadır. İçinde
bazalt lavlar, kayalar ve bu kayaların üzerinde saf ve temiz suların
donmasıyla oluşmuş buz tabakalarını görmek mümkün. Kayaların
üzerinde renk renk görünen temiz buz tabakaları, sarkıt ve dikitleri
olan buz mağarası mevsimler göre değişken bir havaya sahiptir.




Kışın
fazla soğuk olmayan buz mağarası, hava akımının etkisiyle yukarıdan
damlayan suları dondurarak buza çevirmektedir. Doğubayazıt ilçesinin en
sıcak bölgesinde böylesine geniş bir çukurda dışarıdaki zıtlık gösteren
buzdan sarkıt ve dikitler, insanı şaşırtacak şekildedir. Mağaranın
ağzından süzülen, güneş ışığı, mağara içindeki buzlar üzerinde ışık
oyunları yapmaktadır.




Doğubayazıt
ovasında çok sayıdaki bataklıktan anlaşılacağı üzere yer altı suyu
tablası çok yüksektir. Bu durumda hava akımının mağaraya yakın
yerlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.




Aşağı
sinek köyünden başlayıp mağaraya doğru uzanan lav aracılığıyla
mağaranın dip kısmından gelip, mağaranın iç kısmını soğutan ve mağara
tavanı üzerindeki kaya kesimlerinden süzülerek damlayan suyun donmasına
yol açan bu soğuk havanın özel bir bileşimi olduğu sanılmaktadır.
Mağara içinde kuşların yuva yapması, şimdiye kadar mağara içinde
kimsenin etkilenmemesi ve devamlı buzlu su alınması, hava bileşiminin
zehirsiz olduğunu göstermektedir.




Yöre halkının buzluk olarak adlandırdığı bu mağara, çevresindeki yerleşimlerin su ihtiyacını karşılamaktadır.



Işık tutulduğunda kristal gibi parlayan ve renkten renge giren buz parçaları insanları hayretler içinde bırakır.



Mağaranın
en önemli özelliklerinden biri de yazın soğuk, kışın sıcak olmasıdır.
Kapısında sürekli sıcak ve soğuk hava akımı bulunur.




GeziLecek YerLer Buz1
Detone
Detone

GeziLecek YerLer 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : GeziLecek YerLer 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

GeziLecek YerLer Empty Geri: GeziLecek YerLer

Salı Kas. 18, 2008 5:12 am

Diyadin Kaplıcaları








Diyadin ilçe merkezinin 5 km.
güneyinde bulunmaktadır. Diyadin Kaplıcaları, Yılanlı. Davud, Köprü
kaplıcaları olmak üzere üç bölüme ayrılır. Akkoyunlu Beyi Uzun Hasan’ın
oğlu Ziyaeddin Bey, binlerce seneden beri kullanıla gelen bu
kaplıcaların civarında ilk tesisleri kurmuştur. Davut ve Köprü
çermikleri, sularının özellikleri bakımından birbirlerine
benzemektedir. Köprü çermiğinin tortuları Murat
Nehri üzerinde tabii bir köprü meydana getirdiği için bu isim
verilmiştir. Demir, kükürt, sülfat, kalsiyum ve bikarbonat bakımından
zengin olan bu kaplıcalar romatizma, cilt hastalıkları ile nefrite iyi
gelir. Suyun sıcaklığı 60-70 derecedir.



Kaplıca
kuruluşları, havuz, özel banyoları olan bir hamam ve bir de hidroloji
bölümünden oluşmaktadır. Toplam 150 yataklı turistik otellerin yanı
sıra, kamp çadırları da kullanılır. Çevresindeki Murat Nehri ve Kudret
Köprüsü ile güzel bir manzara oluşturan Diyadin Kaplıcaları, yaz
aylarının en çok rağbet gören yerleridir.




GeziLecek YerLer Yilanlikaplica_2 GeziLecek YerLer Yilanlikaplica


GeziLecek YerLer Kopru_kaplicasi
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz