Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

Margarin hakkındaki asıl gerçek!‏ 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : Margarin hakkındaki asıl gerçek!‏ 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

Margarin hakkındaki asıl gerçek!‏ Empty Margarin hakkındaki asıl gerçek!‏

Paz Kas. 16, 2008 5:04 am
Margarinci sanayiciler beslenme uzmanlarını kullanarak yaptıkları reklamlarında "korkmadan margarin yememizi" öğütlüyor. Kafamız iyice karıştı. Prof. Dr. Ahmet Aydın "7 Gerçek" senaryosunun aslını yazdı.

Pinpon maçı seyreder gibiyiz. Bir tarafta margarin iyidir, bir tarafta kötüdür diyenler var. Uzaylı Zekiye kıyafetiyle mercimekçi Prof. Dr. Ayşe Baysal bile bizi devasa margarin kutusunun içine çekmeye çalışıyor. Kafamız iyice karıştı.

Türkiye'nin en dürüst ve tarafsız bilim adamlarından Prof. Dr. Ahmet Aydın margarin konusunda yazdığı yazıyla kafamızın karışıklığını giderecek. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Aydın "reklamda oynamıyor", "bilimsel gerçekleri tarafsız bir şekilde, hiçbir çıkar sağlamadan yazıyor".



Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD),'Margarinden korkmayın' kampanyası yaparak büyük bir promosyon atağına geçti. Televizyon ve gazetelerde bol bol reklam ve reklam kokan haberler yayınlanmaya başladılar.

Üstüne üstlük piyasada ünlü birçok diyet uzmanı ve akademisyenini de yanlarına çektiler. Bütün tedirginlikleri nüfus artışına rağmen son 6 yıllık margarin üretiminin 160 bin tonu geçmemesi. 'Margarin hakkındaki 7 Gerçek' başlığı ile margarini yere göğe koyamıyorlar. Halkın kafası iyice karıştı.

Margarinler ne kadar sağlıklı?

Sıcak preslenmiş (sıcak baskı) bitkisel yağlarda (ayçiçeği, mısır, soya, margarin) bulunan trans yağların yıllarca insan sağlığını bozmadığı gıda sanayicileri ve sayıları hiç de az olmayan bilim adamları tarafından ifade edildi.

Bağımsız bilim adamları ise bu yağların kalp hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa neden olabileceğini söylemişlerdi. Onlara halk düşmanı dendi. Öyle ya, halkın ucuz yağ tüketmesini engelliyorlardı. Gün oldu devran döndü. Margarinciler şimdilerde daha önce 'hiçbir zararı yok' dedikleri trans yağları 'margarinlerden çıkarttık' diye övünüyorlar.

Margarin ve trans yağ nedir?

Margarin basitçe çok ucuz bitkisel yağların kimyasal yolla (hidrojenizasyon) katılaştırılmış şeklidir. Hidrojenize yağlar (margarinler), sıvı yağların sıvı olmalarını sağlayan bağlarının hidrojenle doyurularak katı hale dönüştürülmüş şeklidir. Yani, katılaştırmak için o çifte bağlar açılır ve onların yerlerine hidrojen konulur. Bu işleme hidrojenizasyon denilir ve yağlar nikel katalizatörlerde hidrojenle doyurulur.

İşte trans yağ asitleri bu işlem sırasında oluşur. Bu yolla elde edilen trans yağlar sentetiktir. Yani doğada bulunmazlar. Vücudumuz bu sentetik trans yağları tanımaz. Yemeklik yağ olarak tükettiğimiz doğadaki yağların (tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı, sızma zeytinyağı) nerdeyse tümü trans formunda olmayan (cis şeklinde) yağlardır. (Ek bölümde yağların kimyasal özelliklerini bulacaksınız).

Geviş getiren hayvanların süt ve etinde de az miktarda trans yağ asidi (biyohidrojenizasyon yoluyla) bulunmaktadır. Ancak bu doğal trans yağ asitlerini, sentetik trans yağ asitleriyle karıştırmamak gerekir. Çalışmalar doğal trans yağ asitlerinin herhangi bir zararını tespit etmemiştir. Günlük alınan doğal trans yağ miktarı da sentetik trans yağ asidi alımının en az 25 katı daha azdır. Ama margarinciler zamanında, bu bilimsel gerçeği de saptırarak "bakın trans yağlar doğal yağlarda da var; o halde trans yağlar zararsızdır" diyebilmişlerdir utanmadan. Tabii ki şakşakçıları bilim (!) adamlarından da gerekli destekleri alarak…

O kadar çok yiyeceğin içinde aşikâr ya da gizli (giydirilmiş!) trans yağ var ki şaşarsınız. Bisküvi, kek, çikolata, kraker, gofret, cips, salata sosları, kekler, kurabiyeler, pastalar, poğaçalar, krakerler, çörekler, börekler, baklava vb tatlılar ile patates kızartmaları, tavuk kızartmaları (nuggetlar), donutlar ve daha neler neler… Dikkat ederseniz, bu gıdaların paketlenmişlerinin üzerinde "hidrojene nebati yağ" ya da "hidrojenize bitkisel yağ" şeklinde ifadeler bulunur. Sıradan bir vatandaş için bu fazla bir mana ifade etmiyor, bunları okumuş bile olsa. 'Devlet izin verdiğine göre herhalde sağlığa zararlı değildir' diye düşünüyorlar. Ama fena halde yanılıyorlar.

Nitekim son yıllarda Dünya Sağlık Örgütü trans yağların diyetten çıkartılması yönünde herkesi uyarıyor. Birçok ülkede trans yağ düzeylerine yasal sınırlama getirildi. Çok yakında bu tarz margarinlerin hepsi yasaklanacak.

Sıfır trans doğru mu?

Son yıllarda margarin sanayicileri bitkisel sıvı yağlardan margarin yapımı için interesterifikasyon denilen bir yöntem kullanmaktalar. İnteresterifikasyon basitçe doymamış yağ asitlerinin hidrojenle doyurulması yerine, katılığı sağlayacak yağ asitleri ile sıvılığa neden olan yağ asitlerinin enzim ya da kimyasal yöntemler kullanılarak birbirleri ile değiş tokuş ettirilmesidir. Bu yöntem eski margarinlerde bulunan trans yağları bir hayli azaltıyor.

İşte bu yüzden margarinciler ünlü diyetisyenlerle işbirliği yaparak sıfır trans yağlı margarin diye övüne övüne reklam veriyorlar. Peki daha önce acaba kaç milyon insanın ölümüne neden oldular? Bunun hesabını kim verecek? Sanayiciler "bizim günahımız yok, bilim adamları yaptıkları araştırmalarla bize zararları yok demişlerdi!" diye kendilerini savunacaklar. O araştırmaların kendileri tarafından finanse edildiği gerçeğini ise hiç söylemeyecekler (Ismarlama bilim!).

İyi incelendiğinde margarinler içindeki trans yağların sıfıra inmediği görülecektir. Margarinciler 100 gram yağda 1 gram'ın altındaki trans yağları sıfır trans yağ olarak lanse ediyorlar. Sıcak preslenmiş bitkisel kökenli yağların (ayçiçeği, mısır, soya, margarin) ve yukarıda saydığımız paketli ya da paketsiz gıdaların ne kadar yaygın kullanıldığı düşünüldüğünde, alınan toplam dozun arttığını rahatlıkla görebilirsiniz. Bu bir kandırmaca!

Omega 6/ Omega 3 oranı

Ayrıca bu kadar çok omega-6 alındığında (bahsedilen yağların hepsi omega-6'dan çok zengindir) omega-6/omega-3 oranı müthiş bir şekilde artıyor. Bu oranın 4/1'den fazla olmaması gerekirken neredeyse 50/1'e kadar çıktığını görüyoruz. Bu durum şişmanlık, diyabet, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, müzmin yorgunluk, kanser ve osteoporoz (kemik erimesi) gibi son yıllarda müthiş artış gösteren çok sayıda müzmin hastalığın oluşumunda önemli bir paya sahip.

İnteresterifikasyon ne kadar sağlıklı? Yağmurdan kaçarken doluya mı tutuluyoruz?

İnteresterifikasyon işlemi de, daha önceki katılaştırma işlemleri gibi yağların raf ömürlerini nerdeyse sonsuza kadar artırıyor (Anlayacağınız o da yağı plastikleştiriyor). Bir ilacın piyasaya çıkmadan önce insan sağlığına zararlı olmadığı yıllar süren çok aşamalı araştırmalar sonucunda ortaya konur. Ama maalesef interesterifikasyon işlemi insan sağlığına olan olası etkileri yeteri kadar araştırılmadan faaliyete geçirilmiştir. İşte az sayıdaki araştırmanın sonuçları.

Araştırma 1

1999'da yayınlanan bir araştırmada 10 hafta süre ile tereyağ ve interesterifiye yağ asidi alan iki grup hasta karşılaştırılmış. Her iki grupta da kan kolesterolü yükselmemiş, fakat interesterifiye yağ asidi alan grupta trigliserit (kan yağları) yüksek bulunmuş.

Araştırma 2

Aynı konuda 2000 yılında bir araştırma daha yayınlanmış. Tereyağı ve interesterifiye yağ asidi alan iki grup insan karşılaştırılmış. Çalışmanın sonunda her iki grubun kan yağlarında da bir değişiklik olmamış. İnteresterifiye yağ asitlerinin zararlı olmadığını söyleyen tek çalışma bu, onu da bir margarin firması ısmarlamış. (Bunların ısmarladığı araştırmaların hangisinde margarin aleyhine bir sonuç çıktı ki zaten!). Ama dikkatinizi çekmiştir her iki çalışmada da tereyağı masum gözüküyor.

Araştırma 3

Esas yankı uyandıran çalışma ise Malezya'da yapılıp 2007 yılında yayınlanmış. 30 gönüllüye otuzar günlük dönemler halinde doğal doymuş (hayvani) yağ, trans yağ içeren margarin ve interesterifiye yağ içeren margarin verilmiş. Margarin yiyen her iki grupta da LDL (kötü kolesterol)/HDL (iyi kolesterol) oranı ve kan sekeri yükselmiş. Buna karşılık doğal doymuş yağ yiyen grupta ise bu oranlar ya da düzeylerde bir yükselme olmamış.

Ne kadar enteresan değil mi? Kolesterol içermeyen margarinler kan kolesterol düzeylerini artırırken kolesterol içeren doğal doymuş yağlar artırmıyor!

Anlayacağınız gibi az sayıdaki araştırmaya göre interesterifiye yağların zararsız olduğunu söylemek mümkün değil. Hatta zararlı olma olasılıkları daha yüksek görünüyor.

Yani yine aynı senaryo oynanıyor. Yani eşek, yine aynı eşek; sadece semeri değişmiş. Trans yağlarda olduğu gibi interesterifiye yağ asitlerinin yasaklanması için de bir 20-30 yıl daha geçer herhalde. Sanayiciler de halkın sağlığı pahasına karlarına kar katarlar.

Bir de şu var; margarin taraftarlarının birçoğu doymuş yağa da karşı idiler. Margarin doymuş değil mi? Başka bir konu da şu anda margarin reklâmına katılan diyetisyenlerin bazıları, daha önce margarin tüketmeyin de demişlerdi. Tabii Dünya da değişiyor, onlar da!

Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın beslenmebulteni.com'da yayınlanan yazısı:
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz