Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

57. Alay-Dünya Askerlik Tarihinin En Kahraman Birliği 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : 57. Alay-Dünya Askerlik Tarihinin En Kahraman Birliği 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

57. Alay-Dünya Askerlik Tarihinin En Kahraman Birliği Empty 57. Alay-Dünya Askerlik Tarihinin En Kahraman Birliği

Çarş. Ara. 17, 2008 1:57 am

Onlara ölmeleri emredildi , hepsi birden, gözünü kırpmadan öldüler…

20 Ocak 1915'de Mustafa Kemal tarafından komutası üstlenilen tümen,
biri 7. Tümenden 57. Piyade Alayı ile ikisi Acemileri yetiştiren Depo
Alayı'ndan kuruludur. O, askerlerine savaş gücü vermeye çalışırken,
müttefik çıkartması tehlikesini yakın gören Başkomutan Vekili, "bu iki
alay yetişmemiştir" diye acemileri İstanbul'daki 6. Kolordudan 72. ve
77. Alaylara değiştirdi.Daha bu alaylar gelip tümen kuruluşunu
bitirmeden, 57. Piyade Alay ile hareket emrini aldı. Vapurla
Tekirdağ'dan Maydos'a yola çıktı (24 Subat 1915).
Gelibolu’ya ulaşan Mustafa Kemal , kendi tümeninden 57. Alay’ı Sarafim
Çiftliğine, kalan birliklerini de geldikçe Maydos bölgesine
tertiplemeye başladı. Bölgeyi gezerek 26. Alay’ı Seddülbahir, 27.
Alay’ı Kabatepe kıyılarına yerleştirdikten sonra , Seddülbahir'e bir de
akıncı müfrezesi çıkardı.
24-25 Nisan akşamı,çıkarmanın ilk günü, İngiliz ve Anzak kuvvetleri
Arıburnu’ndan karaya çıkmaya başlamışlardı.Bu bölgede kıyı gözetlemesi
yapan bir Türk takımının direnişine karşın, kıyıdan belli bir noktaya
kadar ilerlemeyi başardılar.Bölge yakınlarındaki 27 Alay’ın ise sahile
geniş birşekilde yayılmış olması da karşı koymayı oldukça
güçleştiriyordu.Bu sırada Bigalı köyü’nde bulunan ordu yedeği 19.Tümen
Conkbayırı yönünde tatbikat yapmakta idi.Top seslerinin duyulmasıyla
19.Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Ordudan emir gelmemiş olmasına
karşın girişimi ele alıp tüm sorumluluğu yüklenerek, 57.Alay’ı bir
batarya ile Kocaçimentepe yönünde harekete geçirdi. Kendisi de durumu
izlemek üzere Conkbayırı’na çıktığında, Arıburnu kesiminden bazı
askerlerin çekilmekte olduklarını ve düşman birliklerinin de bunları
izlediklerini gördü.
O anı Mustafa Kemal , Ruşen Eşref Ünaydın ile yaptığı görüşme sırasında şöyle anlatmaktadır:
“...Bu esnada Conkbayırının güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin
gözetleme ve korunmasıyla görevli olarak orada bulunan bir müfreze
askerin Conkbayırına doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm... Bu
askerlerin önüne kendim çıkarak:
-Niçin kaçıyorsunuz ? dedim.
-Efendim düşman dediler!
-Nerede?
-İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Gerçekten de düşmanın bir avcı kuvveti 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve
tam bir serbestlik içinde ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti
düşünün. Ben kuvvetleri (geride) bırakmışım, askerler on dakika
istirahat etsin diye...Düşman da bu tepeye gelmiş...Demek ki düşman
bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim yere gelse
kuvvetlerim çok kötü bir duruma düşecekti. O zaman artık bilemiyorum,
bilinçli bir düşünme ile midir, yoksa önsezi ile midir, bilmiyorum.
Kaçan askerlere:
- Düşmandan kaçılmaz, dedim.
- Cephanemiz kalmadı, dediler.
- Cephaneniz yoksa süngünüz var,dedim.
Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda
Conkbayırına doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile dağ bataryasının
yetişebilen askerlerinin ‘ marş marşla’ benim bulunduğum yere gelmeleri
için, yanımdaki emir subayını geriye yolladım. Bu askerler süngü takıp
yere yatınca, düşman askerleri de yere yattı. Kazandığımız an, bu
andır...”
Bu sırada Türk askerleri mevzi alınca karşı taraf da mevzilenir ve
57.Alay’ın öncü bölüğünün Conk Bayırı’na yerleşmesi için süre
kazanılmış olur.Bu an Çanakkale Savaşı’nın kilit anıdır.Çıkarmanın hızı
kesilmiştir.Daha sonra, Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın izniyle, 27.
Alay’dan geri kalan birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı Mustafa
Kemal, karşı saldırıya geçmek üzere 57.Alay'a şu emri verir :

“ Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar
geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim
olabilir.”

25 Nisan 1915 günü, vakit ikindiye yaklaşırken, ilk çıkarma kademesi
olan tümenin sahile çıkışı da tamamlanmıştır. Ne var ki, 27. Alayın
birlikleri ve 57. Alayın yaptığı karşı saldırı ile süngü hücumları
sonucu Anzaklar çok sayıda kayıp vermiş ve sahile çekilmişler, kritik
ve endişeli anlar yaşamaktadırlar. Gene de gün batarken, Anzak
Kolordusu’nun sahile çıkan Tümeni, Arıburnu’nun sarp yamaç ve
tepelerinde yerleşme olanağı bulur. Bu tarihten başlayarak harekat,
1915’in Ağustos ayına kadar dört ay boyunca, Conkbayırı-
Kocaçimentepe-kabatepe bölgelerinde, tarafların karşılıklı saldırı ve
özellikle gece yapılan süngü hücumlarıyla, yakın boğuşmalar şeklinde ve
çok kanlı çarpışmalarla geçecektir.
Arıburnu'nda görev yapan 27. Alayımızın yardımına koşan birliklerimizin
bazıları dağılınca, 57. Alayımız daha geniş bir araziye yayılmak
mecburiyetinde kaldı; dolayısıyla yoğunluğu azaldı. Kumandanı Kurmay
Yarbay Hüseyin Avni şehit oldu. Kumandayı ele alan Kurmay Binbaşı Yusuf
Ziya da şehit olunca alay müftüsü Hasan Fehmi kumandan oldu; o da şehit
düştü. Kumandanları şehit düşen birlikler Arıburnu sırtlarında düşmanı
durdurmak için canla başla savaşıyorlardı. Bombalarla düşmana saldıran
Nazif Çakmak (Fevzi Çakmak'ın kardeşi) şehit düşerken, ardından gelen
57. Alay'ın 6. Bölüğü ile, Anzak Kolordusu'nun 3. Alayı'nın 4. Bölüğü
süngü ve dipçiklerle birbirlerine girdiler.

Sisli bir nisan sabahı 57. Alay komutanı araziye yayılmış beyazlıklar
görür ve takım komutanına bu beyazların ne olduğunu sorar. Takım
komutanı, sabahleyin düşmana hücum emrini almış 57. Alay'ın, Rablerinin
huzuruna temiz çıkmak için çamaşırlarını yıkadıklarını söyler; bu
beyazlıklar, onların ak niyetleridir, der.
Mustafa Kemal'in ,Yarbay Hüseyin Avni Bey'in ve silah arkadaşlarının Türk ulusu için yaptıklarının unutulması mümkün değildir.


Resimdeki sancak, Çanakkale Savaşı’nda son erine kadar şehit olan
Kahraman 57nci Alay'ın Sancağıdır. Hâlen Melbourne-Avusturalya
müzesinde sergilenmekte olan sancağın tanıtım plâketinde şöyle
yazmaktadır:

"Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirtilmiştir, ama esir
edilmemiştir. Türk Ordusu'nun geleneklerine göre bir alayın sancağı,
alayın son eri ölmeden teslim edilemez. Bu sancak, sonuncu muhafızın
da, altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak
bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alayı
Sancağını selâmlamadan geçmeyin"

Bir kahramanlık destanı...

Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz